17 Mart Cuma günü Sakarya’ya teşrif eden Prof. Dr. Mustafa Kara Hocamız, Adapazarı Kültür Merkezi’nde “Tasavvuf Bize Ne Söylüyor?” başlıklı bir konferans verdi.
Konuşmasına Kur’ân’ın ilk suresinde bulunan “Allah’ım bizi dosdoğru yola ilet” duasıyla başlayan Mustafa Kara, dosdoğru yolun Allah’ın nimet verdiklerinin yolu yani başka bir ayette işaret edildiği üzere nebiler, sıddîkler (sadakatin-samimiyetin bayraktarları), şehidler (hakikat için kendini feda edenler veya hakikate şâhid olanlar) ve sâlihlerin yolu olduğunu söyledi. Dolayısıyla Allah’ın yolunu, sırât-ı müstakîmi bu dört grup insanın yolunda aramak gerektiğini vurgulayarak Peygamberlerden sonra takip edilecek kişilerin sıddîkler, şehidler ve sâlihler olduğunun ifade etti. Böylece konuşmasının ana temasına girizgâh yapan Kara, tasavvufun bize sunduğu, tavsiye ettiği şartları şöyle sıraladı:
Yoldaşını-yol rehberini bul
Tasavvufun bize ilk söylediği husus önce rehberin bulunması, ardından onunla birlikte yola düşülmesidir. Hakikat yoluna girmeden evvel, yola eşlik edecek, yolculuğa rehberlik edecek kişinin bu üç gruptan biri yani sıddîkler, şühedâ ve sâlihlerden olması gerekir. Nitekim sufiler, “er-refik sümme’t-tarîk” (önce dost sonra yol) prensibini ortaya koyarlar. “Refik”i elde etmedeki ilke “kişi kendisi arar, kendisi bulur” düşüncesidir. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde “rehberi, ustayı” bulmak her ne kadar zor ise de bulanlar ancak arayanlardır.
Devamı: http://www.dunyabizim.com/etkinlik/26271/9-maddede-tasavvuf-bize-ne-soyler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.