• İstanbul 16 °C
  • Ankara 24 °C

Abdülbaki Değer: 11. Kalkınma Planı ve Eğitim (2)

Abdülbaki Değer: 11. Kalkınma Planı ve Eğitim (2)
Geçen hafta 11. Kalkınma Planı’nın meclise sevk edildiğini belirterek planda eğitimin nasıl ele alındığı üzerinden değerlendirmelerde bulunmuştuk.

Plan bu hafta itibariyle mecliste kabul edildi ve 2019-2023 döneminde kamuyu yönlendiren ana metin olarak tescillenmiş durumda. Bu açıdan geçen hafta başladığımız değerlendirmelere devam etmekte yarar var. Eğitim ile ilgili kısımda belirlenen amaç için dile gelen uygulamaların herhangi bir nedensellik gözetmediğini, bürokratik işleyişimizdeki varsayımsal-keyfi eşleştirmeler üzerinden amaçlara politikalar-tedbirler iliştirildiğini ifade etmiştim. İliştirilmiş diyorum çünkü belirlenen amacı gerçekleştirmek üzere dile gelen tedbirin-politikanın amacı neden, nasıl gerçekleştireceği meçhul. Önceki yazıda da belirtmiştim amacımızın doğru olması ve politika-tedbir olarak dile getirdiğimiz uygulamanın doğru olması değil mesele. Mesele bu ikisi arasında bir bağ-bağlantı olup olmadığı. Bu bağ-bağlantı nasıl kurulmuş, hangi süreç üzerinden kurulmuş? Asıl problemimiz burada.

Plan üzerinden devam edelim. Örneğin 2019-2023 eğitim dönemini kapsayan planda ‘(549) Çocukların ruhsal ve bedensel gelişimlerini gözeten eğitim ortamları oluşturulacaktır’ denilmektedir. Güzel, peki öncelikle böyle bir amacımız niye var? Mevcut eğitim ortamlarımız çocukların ruhsal ve bedensel gelişimlerine uygun değil mi? Uygun değilse niye uygun değil? Bu soruları kaydettikten sonra çocukların ruhsal ve bedensel gelişimlerini gözeten eğitim ortamlarının oluşturulması için nelerin yapılacağına bakalım. Bunun için iki tedbir öngörülmüş planda. Birincisi  (549.1) ‘eğitim yapıları teknolojiye ve çevreye uyumlu, güvenli, ekonomik, estetik, erişilebilir, standartları ve kalitesi yüksek bir mimaride tasarlanacaktır’ tedbiri. İkincisi  ise ‘(549.2) ‘tüm eğitim kademelerinde öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine uygun tasarım ve beceri atölyeleri kurulacaktır’ tedbiri. Peki, dönem boyunca biz bu iki tedbir ile ne yapmış olacağız? Bu süslü ve ardı sıra dizilmiş güzel laflar bize ne söylüyor? Diyelim ki birinci ve ikinci tedbiri hayata geçirdik. Bu iki tedbirin belirlediğimiz ‘çocukların ruhsal ve bedensel gelişimlerini gözeten eğitim ortamı oluşturmak’ anlamına geldiğini nasıl, nereden tespit etmiş olduk? Laf kalabalığı yaparak iş görmek artık sözüm ona belirleyici vasfı ‘rasyonellik’ olan bürokrasinin tanımlayıcı vasfı.

Devamı: https://www.milatgazetesi.com/abdulbaki-deger/11-kalkinma-plani-ve-egitim-2/haber-212327

Bu haber toplam 395 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim