Geçen hafta boyunca iki arkadaşla birlikte Muş, Bingöl, Van, Ağrı, Kars ve Erzurum illeri ile bazı ilçeleri (Erçiş, Doğu Beyazıt, Sarıkamış gibi) kapsayan bir gezi programında Doğu’daydık. Özel aracımızla yaptığımız bu seyahatte seçim öncesi halkın nabzını anlamak doğrultusunda yaptığımız görüşmeler ve katıldığımız miting ve toplantılarda Türkiye’de siyasetin gidişatı ve seçime ilişkin bazı gözlem ve izlenimler edindik. Bulunduğumuz bölgelerde edindiğimiz izlenimler, elbette Türkiye gerçekliğini yansıtmasa da, seçim öncesi Ak Parti’nin açmazları ile HDP’nin yükselişe geçişinin temel dinamiklerini anlamak bakımından önemliydi.
Bölgede Kürt seçmen üzerinde Ak Parti’nin iktidar partisi olması yüzünden etkisini kısmen devam ettirse de erimeye yüz tutan varlığı ve Hüdapar gibi daha çok belirli bölgelerle sınırlı ve daha dindar Kürt seçmenine hitap eden minimal ve marjinal etkisi yanında, dindar ya da “seküler” Kürt seçmenini büyük bir heyecanla bir araya getiren esas ağırlık ve odak noktasının HDP olduğu çok açık bir biçimde gözlemlenmektedir. Kürt seçmenin çoğunluğu, iktidara yönelik tepkisini HDP aracılığı ve onun üzerinden dile getiren bir halet-i ruhiye içindedir. Gözlemlerimiz, muhafazakar ya da başkaca eğilimlere sahip Kürtlerin HDP üzerinden bu kadar “kenetlendiği” bir döneme rastlanmadığını göstermektedir.
Farklı görüş ve eğilimlere sahip Kürt seçmenin çoğunluğunu, daha önce bir köşe yazımda belirttiğim gibi “Kürtlerin Ak Partisi olma yolunda HDP gerçekliğinde” (Milat, 14.05.2015) bütünleştiren ve bir araya getiren farklı saikler olsa da, “Bizler HDP, Bizler Meclise” sloganı ile seçimleri bir “kimlik meselesi” haline getiren Kürtlerin çoğunluğu için HDP, var olmalarının ve kendilerini ifade etmelerinin bir aracı haline geldiği gözlemlenmektedir.
Bir kere, bölgede iktidar partisi Ak Parti’nin koyduğu adayların çoğunluğuna ve arzu ettikleri adayların listedeki yerlerine tepki gösteren ve daha önce Ak Parti’ye destek vermiş dindar Kürtlerin bir kısmının HDP’ye yönelmesi, bölgede bilinçli ya da bilinçsiz “Ak Parti üzerinden bir HDP açılımı” sözümüze doğruluk kazandıracak niteliktedir. Bölgenin çoğunda Ak Parti’li adayların tersine, HDP’nin dindar Kürt sosyolojini iyi okuyan, ona göre refleks geliştiren, dini hassasiyetleriyle uyuşan ve onların ezilmişliğine, ihmal edilmişliğine vurgu yapan ve onlara tepeden bakmayan daha dürüst adaylardan yana tercihte bulunması, bölgede dindar Kürtlerin çoğunluğunun HDP’de kenetlenmesine yol açmıştır. Her yerde olmasa da genel bir eğilim olarak Kürtlerin çoğunluğu, iktidar partisi teşkilat ve adaylarının büyük çoğunluğunun kendilerine tepeden baktığını, kendilerine karşı “üstencil” bir dil kullandığını ve iktidar kibri içinde hareket ettiklerini hissettirecek davranış tarzını algıladıklarını ifade etmiştir.
Devamı için: http://www.milatgazetesi.com/Ak-Partinin-Cikmazi-HDPnin-Cikisi/69786#.VWbG0c_tmko
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.