• İstanbul 24 °C
  • Ankara 25 °C

Ahmet Doğan İlbey: Laik Cumhuriyet Millî Mücadele’nin devamı değil, muarızıdır

Ahmet Doğan İlbey: Laik Cumhuriyet Millî Mücadele’nin devamı değil, muarızıdır
En keskin tarih olan 1928 itibariyle Cumhuriyetin Millî Mücadeleyle ruhî ve fikrî, kültür ve medeniyet, anayasal ve içtimaî bakımdan hiçbir irtibatı kalmamıştır.

Çünkü Millî Mücadele'nin esasları olan Kur'an harflerine, hilafete, İslâmî eğitim gibi birçok kararlara sâdık kalınmamış, anayasadan “devletin dini İslâmdır” hükmü çıkarılmış ve TBMM'deki yemin metninden “Allah'a yemin ederim” ifadesi kaldırılmıştır.

M.Kemal, (1919 ve 1920'deki M. Kemal) Millî Mücadele'ye başkanlık ederken İslâmî terminoloji kullanır. Birinci Dünya Savaşı'nda Mevlevî, Kadirî ve Bektaşî dergâhları gibi çeşitli tarikat mensuplarından oluşan Alaylar'ın Çanakkale'de ve Doğu'daki Ermeni-Rus saldırısında son derece faal vazifeler yaptığını bilen M. Kemal, Heyet-i Temsiliye Reisi olduğu Millî Mücadeleye bu insanların fevkâlade yardımı olacağını biliyordu.

Erzurum ve Sivas Kongrelerine çok yakın günlerde Heyet-i Temsiliye'nin kurulup nizamnamesinin yazıldığı ve memleketin topyekûn bir İstiklâl Savaşı'na gebe olduğu günlerdi.

Kâzım Karabekir Paşanın Doğu'daki askerî gücünün yanında mânevî itibarının da desteğiyle nüfuzlu din adamlarının delege kaydedilerek Erzurum Kongresi'ne başkan seçilen Heyet-i Temsiliye Başkanı M. Kemal, kongre sonrası alınan kararları ve yapılacak diğer faaliyetleri haberdar etmek ve desteğin devam etmesini sağlamak maksadıyla birçok nüfuzlu şeyh ve tarikat önderlerine İslâmî terminolojiye titizlikle uyarak mektuplar yazdığı belgeler sabit.

Cumhuriyetin, Millî Mücadele'nin devamı olmadığı tek cümleyle anlaşılabilir: “Vatan-ı İslâmiyye ve hilafeti kurtarmak için millî cihad ilân edilmiştir…” Millî Mücadele'nin ruhu “din- mübin-i İslâm”, 1924 sonrası Cumhuriyet'in ruhu ise lâdinî ve pozitivisttir. Kemalist ilke ve inkılâplarından, diğer adıyla Halk Fırkası, yâni Chp programlarından teşekkül eden Cumhuriyeti Millî Mücadele'nin devamı zannedenler yanılıyorlar.

Millî Mücadele bir başka adıyla “Millî Mücahede / Mücahede-i Millîye” Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Birinci Meclis'in fetvalarla aldığı millî cihadın ikincisidir. Bu sebeple Türkiye dışından cihat ilânının dâvetine koşup gelen diğer Müslüman ülkelerin kanaat önderlerinden Şeyh Ahmed Senusî gibi birçok zât M. Kemal'in (1920'deki M. Kemal) dâveti üzerine Millî Mücadele için canla başla çalışmıştır.

Devamı: http://www.yenisoz.com.tr/laik-cumhuriyet-milli-mucadele-nin-devami-degil-muarizidir-makale-39025

Bu haber toplam 402 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim