Olay, sadece en son İlker Başbuğ’un “Biz de başörtüsü konusunda yanlış yaptık” mealindeki ifadelerinden hem daha derindir hem de çok daha kapsamlı bir özeleştiriyi gerektirir niteliktedir.
Öyledir ama ne bir kısım ‘asker’in ya da “Asker merkezli” düşünenlerin hâlâ ne o bagajın farkında oldukları söylenebilir ne de benim ‘bagaj’ diye nitelediğim yaklaşımdan vazgeçtikleri…
Adam (yani Doğu Perincek) bir TV programında “İlker Başbuğ gözaltına almaya gelenlere karşı direnmeliydi” diyor. Yani ‘asker’in kendinde yargıya karşı direnme yetkisi bulmasını tabii görüyor.
Bu ‘sivil askercilik’ yaklaşımı. Bir de ‘asker askercilik’ var ki, o, Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçtiği zamandan beri “Cumhuriyeti korumak kollamak misyonu” ile siyasi hayat üzerindeki ‘vesayet’in adıdır.
Asker adına darbeler yapılır. Asker adına muhtıralar verilir. Siyasetin akil insanlarından Cemil Çiçek ‘Uzunca bir süre MGK’nın sivil kadroların asker tarafından hesaba çekildiği bir tür savaş meydanı halinde olduğu’nun altını çizer. Medya da her MGK öncesinde böyle bir savaş ikliminin fotoğrafını verir.
Devamı: https://www.karar.com/yazarlar/ahmet-tasgetiren/askerin-bagaji-12836
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.