Ahmet Varol'dan: Yemen’de esen fırtınalar

Ahmet Varol'dan: Yemen’de esen fırtınalar
14 Şubat tarihli yazımızda şöyle bir nota yer vermiştik: “Körfez ülkeleri ve Suud, Husiler vasıtasıyla İran’ın Yemen’e yerleşmesini kabullenmek istemeyecektir.

Yemen’de olayların fırtına aşamasına gelmesi öncesinde bölge ülkelerinin politikalarındaki değişim sürecinin görülmesi için gazetemizde 23 Ocak 2015’te yayınlanan “Yemen’de hainlerin işbirliği” ve 14 Şubat tarihli “Körfez ülkelerinin Yemen bataklığı” başlıklı yazılarımızın gözden geçirilmesini öneriyoruz. 

14 Şubat tarihli yazımızda şöyle bir nota yer vermiştik: “Körfez ülkeleri ve Suud, Husiler vasıtasıyla İran’ın Yemen’e yerleşmesini kabullenmek istemeyecektir. Çünkü “Yemen’de hainlerin işbirliği” başlıklı yazımızda da belirttiğimiz üzere İran’ın Yemen’de kuracağı saltanat Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin kuzey ve güneyden mengeneye sıkıştırılması demektir. Ama ABD ve BM’nin tutumu bu ülkeleri şimdilik sadece diplomasi alanında görünmeye zorluyor. Fakat bir yandan da aşiretlerin ve Husi sultasını kabul etmeyen grupların tavırlarını izlemeye almış durumdalar.”

Hukukun değil çıkarın geçerli olduğu yerde strateji ve siyaseti ilkeler, değerler ve ahlâkî ölçüler değil çıkar planları ve güç belirler. Yemen’de Husi militanların Sana’da darbe gerçekleştirmeleri sadece İran’ın desteğiyle olmadı. Bu ülkede halkın dikta rejimine karşı elde ettiği zaferin geri alınması için oynanan oyunda Husi fitnesinin arkasında İran’ın, ABD’nin, içlerinde Suudi Arabistan’ın da bulunduğu Körfez İşbirliği Konseyi üyesi Arap ülkelerinin hesapları birleşiyordu. Ama Suud ve Körfez ülkeleri Husi fitnesini “şerre karşı şer” siyasetinin aracı olarak kullanmak ve ondan Mısır’daki Baltacı fitnesi gibi yararlanmak istiyordu. 

Fakat İran, ABD ve BM’nin kendilerine sahip çıkması, BM Yemen Özel Temsilcisi Cemal bin Ömer’in darbelerini meşrulaştırmak için turlar atması Husi militanları fazla heyecanlandırdı ve “Yemen’de artık saha bizimdir, başkaları da ya gelir teslim olur saltanatımızı kabul ederler ya da biz sahadan çekilmeye mecbur ederiz” anlamına gelen mesajlar vermeye başladılar. 

Husi darbesi İran’ı da çok heyecanlandırdı ve Hamaney’in yakın çevresindeki adamlarından Ali Zakani, yaptığı bir açıklamada; “üç Arap başkenti İran’a bağlıydı Sana dördüncüsü oldu” ifadesini kullandı. Tabii aynı İran, olayların başlangıcında yani takiyyenin işe yaradığı dönemde yaptığı resmi açıklamalarda Husi hareketiyle ilgisi olmadığını iddia ediyordu.

Devamı için: http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-varol/yemende-esen-firtinalar-10008.html

Bu haber toplam 447 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim