• İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C

Alev Erkilet ile Seyyid Kutub, düşünceleri ve etkileri üzerine

Alev Erkilet ile Seyyid Kutub, düşünceleri ve etkileri üzerine
Alev Erkilet’le Seyyid Kutub’un düşünceleri, İslâmcılığa yaptığı katkıları ve aldığı eleştirileri üzerine konuştukAsım Öz/ Dünya Bülteni

Seyyid Kutub, 20. yüzyılın İslâmcı düşünürleri arasında, bugün dünyada en çok tanınan, fikirleri ve yöntemi en çok tartışılandır. Cahiliye, cihat, Rabbani yöntem,  sosyal adalet gibi anahtar kavramlara dayanan, yeni bir toplumsal kuramın kurucusu olan  Kutub’un  amacı,  İslâmî olanın ne olduğunu hareket noktasında ortaya çıkararak, buradan hareketle mevcut  sorunları  daha etkili biçimde eleştirmektir. Bazı araştırmacılar,  farklı alanlarda eser vermiş  Kutub’un çalışmalarını üç bölümde ele alıyorlar. Bazıları ise onun radikalizmini sorguluyorlar.

Alev Erkilet’le Kutub’un düşüncelerini merkeze alan bir söyleşi yaptık. Onun İslâmcılığa yaptığı katkıların ve aldığı eleştirilerin, geçişkenliklerin derli toplu sunulduğu, Kutub düşüncesine “giriş” niteliğindeki söyleşi, aynı zamanda farklı zaviyelerden  Kutub’un İslâmcı düşünce dünyası üzerindeki dikkat çekici etkisini değerlendirme imkânı veriyor.

Asım Öz: Vefatından elli yıl sonra bakıldığında Seyyid Kutub nasıl ele alınabilir?  Bir ütopyacı mı, felsefeci mi, sosyolog mu, doktrin sahibi bir ideolog mu? Yoksa bunlar onu düşünmeye çalışanların gerçeğe temas etmeyen tanımlamaları mı?

Alev Erkilet: Tanımlama, düşünsel faaliyetin kaçınılmaz bir boyutudur. Bu tanımlamalardan bazıları gerçeğe yakın, bazıları uzaktır, bazıları isabetli, bazıları isabetsizdir; ama anlamak, beslenmek, eleştirmek ve kendimize bir istikamet çizebilmek için her halükarda tanımlamalara ihtiyacımız var. Seyyid Kutub’u anlamak isteyenler de onun farklı yönlerini farklı kavramlarla ele almışlardır. Bana kalırsa, Seyyid Kutub sözünü ettiğiniz özelliklerin hepsinin özgün bir bileşimidir. Ütopyacı bir düşünür, sosyal bilimci, âlim, söz, yazı ve eylem adamıdır. Ekol oluşturmuş önemli bir külliyatın sahibidir. İslâm dünyasının temel sorunlarını tespit etmiş; bu tespitlerden hareketle Kur’an ve Sünnet temelinde tanımlanmış ideal İslâm toplumuna doğru nasıl ilerlenebileceğinin yol haritasını ortaya koymuştur. İlyas ba-Yunus’a göre, İslâm sosyolojisinin temel özelliklerinden biri de, mevcut durumdan ideale hangi yolu izleyerek gitmek gerektiğinin ortaya konulmasıdır. Velhasıl, Kutub sadece bir ideolog ya da ütopyacı olarak tanımlanamaz zira onun tasavvurları toplumsal gerçekliğin sosyal bilimsel bir analizine dayanmaktadır.   

Düşüncesinin Bütünlüğü

Çağdaş İslâmî siyasî düşüncenin yeniden kavramsallaştırılmasında Seyyid Kutub’un katkıları nelerdir?

Seyyid Kutub’un katkıları çağdaş İslâmî siyasi düşüncenin yeniden kavramsallaştırılmasıyla sınırlanamaz. Bu onu oryantalist bakış açısının bize dayattığı “kültürel İslâm-siyasal İslâm” ayrımı çerçevesinde ele almak ve eksiltmek olur. Yirminci yüzyıl İslâmcı düşünürlerinin çoğu gibi Kutub da, oryantalistlerin iddia ettiğinin aksine, siyasi düşünceyi diğer toplumsal alanlardan yalıtarak ele almaz. Dinin toplumsal hayattan uzaklaştırılmasının yarattığı meşruiyet krizine cevap olarak toplumun bir bütün olarak İslâmîleşmesi gerektiğini ileri sürer. Siyasi olanın ekonomik, kültürel, eğitimsel, sanatsal, ailevi ya da hukuksal olandan ayrıştırılamayacağını altını çize çize vurgular. Ona göre, toplumsal hayatta kendine yer bulamayan, gözden düşürülmeye çalışılan İslâmî değerler, aziz ve uygulanabilirdir. İslâmcılığın gündelik çıkarlar doğrultusunda çeşitli tavizlerle ayakta tutulmaya çalışılması peygamberin örnekliğine uymaz; Kur’an açısından bakıldığında da sonuca götürmeyecek bir tutumdur. Kutub, bu görüşlerini kendi hayatında da uygulamaya çalışmış ve tam da bu tavizsiz tutumu nedeniyle idam edilmiştir. O, düşüncenin pratikten bağımsız olarak bir anlam ifade etmediğinin kanıtı olan özverisi ve oldukça ince işlenmiş bir İslâm toplumu tasavvuru ortaya koymuş olması nedeniyle önemseniyor. Burada Kutub düşüncesini mutlaklaştırma yönünde bir tutumdan söz etmiyorum. Düşüncesinin içeriği sonuna kadar sorgulamaya açıktır; önemi, fikirlerinin nihai doğruluğundan değil Müslüman zihinler için ulaşılması gereken bir hedef koymuş olmasından gelir. Örneğin onun kadın konusundaki fikirlerine katılmayabilirim ama bu onun İslâmî kaygılara sahip aile fertlerinin birbirlerine saygı ve sevgi beslediği huzur dolu bir Müslüman ailenin nasıl olması gerektiğine dair fikri çabasını değersiz kılmaz. Kutub bir model çizmiştir, biz de onun fikirleriyle hesaplaşarak ilerleriz.

DÜŞÜNSEL KRONOLOJİYE GÖRE OKUMAK

Buna karşın Kutub’un fikrî ve siyasî güzergâhını liberal dönem, genel İslâmî dönem ve bizatihi İslâmcı dönem olmak üzere üçlü bir tasnife tabi tutan araştırmacılar var.  Kutub’un bu şekilde dönemselleştirilmesi sizce doğru bir yaklaşım mıdır?

Mesela Muhammed Tevfik Berekat’ın böyle bir dönemselleştirmesi var. Said Nursi için de eski Said - yeni Said ayrımı yapıldığını biliyoruz. Düşünürlerin fikri macerasının seyrini kavrayabilmek bakımından bu tür çabaları anlamlı buluyorum. Bence dönemselleştirmede amaç incelediğimiz kişinin kendisini inşa sürecini, onun toplumsal koşullarla etkileşim içinde nasıl evrilip, dönüştüğünü kavramak olmalı.  Dönemlerden birini diğerlerini mahkûm etmek amacıyla kullanmaya dönüşen dönemselleştirmelere sıcak bakmıyorum. Niyet önemli gibi geliyor bana. “Liberal” denilen dönemi Kutub’un geçmişinde İslâmî olmayan unsurlar aramanın ve bunları ona karşı kullanmanın aracı olarak kavramsallaştırıyorsak, bu pek de iyi niyetli bir yaklaşım sayılmaz.   

 

Devamı için: http://www.dunyabulteni.net/haberler/379667/alev-erkilet-ile-seyyid-kutub-dusunceleri-ve-etkileri-uzerine

Bu haber toplam 1076 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim