• İstanbul 16 °C
  • Ankara 21 °C

Ali İlbey'den: M. Kemal’le Kılıçdaroğlu Seyyid ve Ehl-i Beyt’ten Olabilir Mi?

Ali İlbey'den: M. Kemal’le Kılıçdaroğlu Seyyid ve Ehl-i Beyt’ten Olabilir Mi?
Atatürkçü cemaatler ve CHP’liler zihin travması geçiriyor olmalı ki İslâmlığıyla var olmuş millet nezdinde göremedikleri ilginin ezikliği içinde ilkeleriyle hiç de uyuşmayan ve gülünç kaçan bir şekilde dinî motiflere sarılmaya başladılar.

Atatürkçü cemaatler ve CHP’liler zihin travması geçiriyor olmalı ki İslâmlığıyla var olmuş millet nezdinde göremedikleri ilginin ezikliği içinde ilkeleriyle hiç de uyuşmayan ve gülünç kaçan bir şekilde dinî motiflere sarılmaya başladılar.

HAYDAR BAŞ’IN HEZEYANI: “ATATÜRK’ÜN SOYU EHL-İ BEYT’TEN GELİYOR, SEYYİTTİR” 

Haydar Baş, “Osmanlı arşivlerine göre Atatürk anne ve baba tarafından Seyyittir. Atatürk sıradan bir insan değil. Onun mübarek bir ailesi vardır. Mustafa Kemal Atatürk, O’na dinsiz diyenlerin hepsinden daha dindar ve hepsinden daha Türk’tür. Atatürk Seyyit ve soyu da belli bir insandır” diyerek Atatürkçülükle malûl cemaatine müjde (!) veriyor:

“Atatürk’ün öyle bir soy kütüğü var ki iddia ediyorum ki öyle bir soy kütüğüne rastlayamazsınız. Neden? Çünkü Ehl-i Beyt’ten geliyor. Atatürk’ün anne tarafından sülalesi Selanik’teki Nakibüleşraf kaymakamlarıdır. Osmanlı’da Nakibüleşraf kaymakamı olmak için tek şart var o da Seyyitliktir. Bunun belgeleri var ve bakın 600 yıl ötesine varacak kadar belge bulunuyor...”

ATATÜRKÇÜLER ZİHİN TRAVMASI GEÇİRİYOR 

Vazifesi M. Kemal’i dindar göstermek olan Kemalist bir tarihçinin hayâli arşiv belgeleri icat ederek yahut belli soy şecereleri üzerinde kalem oynatarak M. Kemal’in soy kütüğüymüş gibi açıklamalarda bulunmasının ve Atatürkçü zümrenin bu açıklamanın üzerine atlamasının birçok sebebi vardır. Vesayetçi Kemalist ideolojinin çökmesi, Atatürkçülüğün siyasî rantının kalmaması ve milletin bunca propagandaya ve resmî eğitime rağmen Atatürkçülüğe alâka göstermemesi karşısında telâşe kapılanların yeni oyunlarından biridir bu. Bu sebepten dolayı, Atatürkçülüğü savunmakla vazifeli sözde dinî cemaatlerden birinin şeyhi olan Haydar Baş “Atatürk seyyittir…” propagandasını üstlenmiş.

KILIÇDAROĞLU DA PEYGAMBERİN SOYUNDAN GELİYORMUŞ!

Dahası var; CHP’liler de milletten görmedikleri alâkayı temin etmek için dinî mehfumlarla milletin gözünü boyamaya çalışıyor ve akla ziyan veren her yola başvuruyorlar. Şimdi de genel başkanları Kılıçdaroğlu’nun “Hz. Peygamberin soyundan geldiğini, seyyit olduğunu, umresini ve ibadetini yaptığını, CHP’li milletvekillerini hacca gitmeleri için teşvik ettiğini” yaymaya başladılar. Komikliğin ve şarlatanlığın bir arada olduğu şu satırları sinirlerinize hâkim olarak okuyunuz:

KILIÇDAROĞLU DİNİ BÜTÜN BİRİYMİŞ, PEH PEH PEH!

“Kureyşan aşiretinden gelen, dini bütün, İslamiyet'i çok iyi benimsemiş, Seyit soyundan geliyor. Genel başkanımızın bu yanını kimse bilmiyor. Seyit sülalesinden geldiği için de genel başkanımız, dini bütündür, ibadetini evinde, Allah'a karşı yapar. Bu nedenle genel başkanımıza farklı farklı yorum yapanlar var ama Peygamber Efendimizin soyundan gelen, yani Ehli Beyt soyundan gelen insanın artık muteber bir insan olduğunu herkesin bilmesini istiyorum. Bunu sayın genel başkanımız mütevazılık gösteriyor, söylemiyor ama ben söylüyorum. Böyle köklü, soylu bir aileden gelen genel başkanıma laf atanları kınıyorum. Bunu Türk halkının bilmesini istiyorum. Bundan sonra genel başkanımıza daha çok saygı duyulmasını, genel başkanımıza daha çok itimat edilmesini ve güvenilmesini istiyorum.”

SIKIŞINCA KÖKEN UYDURMAK, KEMALİSTLERİN SİYASETİNDENDİR

Atatürkçülükleriyle temayüz etmiş Prof. Alemdar Yalçın ve Soner Yalçın ikilisi Kılıçdaroğlu’nun Horasan’dan gelme Kureyşan Ocağı’ndan olduğunu anlatıyorlar. Kureyşan Ocağı demek Horasan demekmiş ki, Bu ocağa bağlı Kılıçdaroğlu da ehl-i tasavvuf bir dindarmış.

ŞARLATANLIĞIN TÂRİHÇESİNDE BÖYLE BİR İDDİA VAR MIDIR?

Kanlı “Şapka Kanunu” ndan dolayı masum insanları idam ettiren, laiklik bir şiarımız, Kemalizm ise Cumhuriyetin dinidir...” diyen CHP’lilerin “seyyid” iddiasına kim inanır?  İmajla kim seyyit ve dindar olabilir? Samimiyetsizliğin ve şarlatanlığın bu kadarına pes doğrusu!

“Medeni Bilgiler Kitabı” nda “Kur’an, Muhammed’in fikirleridir” diyerek vahye inanmayan, Peygamber Efendimiz s.a.v.’e “ Hicaz Peygamberi” ve Hicret’e “Kaçış” diyen, mucizelerine “uydurulmuş hikâyeler” olarak gören M. Kemal nasıl Ehl-i beyt’e mensubiyeti ve dolayısıyla seyyid olabiliyor? Ona lâdinîliği öğreten ve tesirinde kaldığı Tevfik Fikret mezarından kalkıp söylesin.

SEYYİD, ÖMRÜNÜ İLİM VE İRFANLA SÜRDÜRENDİR

Osmanlılar zamanında Seyyid ailelerin birliğini Nakibu’l-Eşraflık müessesesi sağlardı. Nakîb, tekkelerde şeyhlerin yardımcısı konumundaki en kıdemli derviş veya dede manasına da gelir. Ancak daha çok, Hz. Peygamberimiz s.a.v.’ın soyundan gelen kişilerin işlerini görmek üzere içlerinden devlete tayin edilen memur anlamında kullanıldığı bilinir. M. Kemal’in de ve Kılıçdaroğlu’nun da Nakiplik müessesine aidiyetini ve hizmetini kaydeden zerre kadar bir vesika, inanç anlayışı ve işaret var mıdır? Şarlatanlığın tarihçesinde dahi görülmeyen bu martavallara beyni soğuklamış üç-beş Atatürkçüden başka kim inanır?

Hz. Peygamberimiz s.a.v.’ın soyundan gelmekle beraber onun resulü olduğu İslâm’a bağlı olmayan kişiler Ehl-i Beyt’ten sayılmazlar. Rasûlullah Efendimiz s.a.v.’in nesebi Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin vasıtasıyla devam ettiği için, onlardan devam eden nesle seyyid denmiştir ki, bu makam bütünüyle ehl-i beytin mâna ve misyonunu taşımak suretiyle ancak kabul görülür.

M. KEMAL’İ VE KILIÇDAROĞLU’NU HÂŞÂ “ALÂ ALİ SEYYİDİNA MUHAMMEDİN” DEN Mİ SAYACAĞIZ?

Dünya malıyla uğraşmayan, ömrünü ilim ve irfanla geçiren ehl-i beyt ve seyyidlik makamıyla, ömürlerini pozitivist-lâdinî anlayışa hizmetle geçiren, Allah’a ve Hz. Peygamberimiz s.a.v.’e inanmadığını söyleyen M. Kemal’i ve Kılıçdaroğlu’nu yan yana getirmek mümkün mü? “Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed” den Ehl-i Beyt anlaşılmaktadır ki, M. Kemal’i ve Kılıçdaroğlu’nu hâşâ “ala ali seyyidina Muhammedin” den mi sayacağız?

M. KEMAL’İ DİNDAR GÖSTERMEK SAHTEKÂRLIKTIR

Demem odur ki, M. Kemal’in de, Kılıçdaroğlu’nun da seyyidlik unvanı ve bu makamın taşıdığı maddî ve mânevî misyonla uzaktan takından hiçbir alâkası yoktur ve olamaz. Atatürkçülerin, M. Kemal’i dindar ve seyyid gösterme gayretleri şarlatanlığın ötesinde sahtekârlıktır ve milletin inancıyla alay etmektir. Yukarıda belirttiğimiz zümrelerin hedefleri Atatürkçülük üstünden rejimin devamını sağlamak ve hüküm sürmektir.

Namık Kemal Zeybek de “Atatürk evliyadır,  millî kutsalımızdır ve samimi dindardır'” propagandasını yeniden başlattığına göre, belli zümrelerce Atatürkçülüğü ve M. Kemal’i “dindar” gösterme görevi devam ediyor.

Bu haber toplam 2696 defa okunmuştur
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim