• İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C

Ali Saydam: Nasreddin Hoca bir üst yapı meselesidir…

Ali Saydam: Nasreddin Hoca bir üst yapı meselesidir…
Kent markası demek dünyada kültür turizmi konusunda her şey demek. Bu alan ise bir tür yumuşak güç (soft power) meselesidir.

irkaç gündür, Konya’nın Akşehir ilçesindeki dinlenme tesislerine konulan ve Nasreddin Hoca’nın fıkradaki gibi göle maya çalmasını tasvir eden heykelleri tartışılıyor. Akşehir Belediye Başkanı Salih Akkaya, “Nasreddin Hoca figürünün ve isminin izinsiz kullanımının önüne geçmek için patent alacağız” demiş.

Biraz geç kalınmış; ancak kesinlikle doğru bir adım.

Akkaya’nın eleştirel yaklaşımı hayli köklü: “Bu bizim için aslında üzücü bir durumdur. Bu figür Nasreddin Hoca’yı hokkabaz; hayatını şaka ve fıkralardan ibaret bir insan olarak görenlerin yaptığı saygısızlıklardan biridir. Nasreddin Hoca aslında hayatı fıkra ve mizahla yoğurup insanlara düşündürücü hikâyelerle anlatan değerli bir ilim, irfan insanıdır.”

Saçma sapan kullanımı engellemek için hazırlıklarını tamamladıktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvuracaklarını söyleyen Başkan; aynı güzergâhtaki Kirazlı Bahçe dinlenme tesisinde elinde kiraz olan eşeğe ters binmiş Nasreddin Hoca heykelinin de vatandaşların tepkisine neden olduğunu, tesis yöneticilerinin ise heykeli kaldırmayı düşündükleri belirtmiş.

Kent markası demek dünyada kültür turizmi konusunda her şeydemek. Bu alan ise bir tür yumuşak güç (soft power) meselesidir. Üst yapı alanı yani… İçinde estetik de vardır, pazarlama iletişiminin incelikleri de… Karmaşıktır bir hayli…

Kentler, ülkeler için rekabetçi avantaj sağlamanın en akılcı yoludur… Ve ne yazık ki bu ülkemizin yumuşak karnı…

Birkaç yıl önce Bozcaada’yı ‘kurtarmak’ üzere bizi bir toplantıya çağıran ada sakinlerine naçizane bir önerim olmuştu… Gereken önem verilmediği için ticari açıdan çok da verimli olmadığı düşünülen, bu nedenle de üretimi giderek azalan; ancak Türkiye’de yetişen üzümler içinde en şahanesi olan Bozcaada Çavuş Üzümü’nü tescillemelerini tavsiye etmiştim.

Burunlarının dibindeki 18 Mart Üniversitesi ile iş birliği bu iş için müthiş bir fırsattı. Üzümün özelliklerini tespit edeceklerdi. Rengini, beneklerinin miktarını ve tonlarını, şeker oranını, kokusunu, saplarının niteliğini, kilo başına gelen tane miktarını ve tanelerinin çapını vs..

Sonra bunu tescil ettirecekler, patent alacaklardı. Belediye, yapacağı ölçümlerle Bozcaada Çavuşu’na sertifika verecekti. Kasaların üzerine vuracağı bir damga ile, hatta belki birden beşe kadar yıldız vererek ideale yakınlığını teşvik edecekti… Sonra yarışmalar düzenlenecekti… Pazarlama iletişiminin tüm incelikleri devreye sokulacaktı…

Onlara, hepsi birer yerleşim biriminin adını alan Gruyer, Roquefort, Emmental peynirlerini; Parma jambonunu; Graubünden’de kurutulan etlerin marka değerini; Frankfurter sosisini vb. anlatmaya çalıştım…

İspanya’nın Bask bölgesinde (Bilbao, Rioja vs.) nasıl bir marka yönetimi uygulandığına dair örnekler verdim. Önerdiğim yol, fazla bir para pul da istemeyi gerektirmiyordu… Sadece biraz adanmışlık ve olayı sahiplenip takip etme bilinci ve iradesi…

Devamı: http://www.yenisafak.com/yazarlar/alisaydam/nasreddin-hoca-bir-ust-yapi-meselesidir-2039054

Bu haber toplam 659 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim