Körün Parmak Uçları ve Gizli Buzlanma gibi şiir; Yangın Merdiveni, Fener Bekçisinin Rüyaları, Tek Kelimelik Sözlük, Ejderha ve Kelebek gibi hikâye ve deneme kitaplarından tanığımız Ali Ural’ın Posta Kutusundaki Mızıka’sı her yaştan okurun içinde kaybolduğu eserlerden biridir.
Kitapta “Sevgili dost”a yazılmış, zamanı ve mekânı aşan samimi mektuplar tutuşturulur elimize sayfaları çevirdikçe. Saadetten, kederden, sevinçten hüzünden, yağmurdan, kardan, pencereye konan kuştan kısacası hayattan bahseder bu 61 mektup. Her birinde insan olmanın farklı bir boyutu serilir önümüze. Samimiyetle, içtenlikle kaleme alınan bu mektupların muradı “insan” denince birilerinin aklına düşmektir. Bilinmektir. Ruhumuza, bazı ruhları aşina kılmaktır. Bu dünyadaki varlığımıza şahitler edinmektir.
Kitaptan çarpıcı 10 cümleyi sizin için derledik:
1. “Bildiği şehirlerden bilmediği şehirlere, bildiği yüzlerden bilmediği yüzlere sığınmayı aklından geçirmemiş kaç insan vardır?''
2. “Hayat aslında kocaman bir tebessüm. Görebilmek, bilebilmek, hissedebilmek, kavrayabilmek gerek, sadece.”
3. “Oruç bir keşiftir; iftar perdeyi yırtar. Gurbet bir keşiftir; sılayla parlar. Küslük bir keşiftir; özlemden ağır bir ceza mı var?”
4. “İnsan yoktu ve sınır yoktu. İnsan geldi ve elindeki tebeşirlerle sınırlar çizmeye başladı. Daireler, dikdörtgenler, üçgenler çizdi. Etrafını çizdiği alanların kenarına, ‘Benim’ tabelasını iliştirmeyi de ihmal etmedi.”
5. “Ah, tahterevalli! Ey hayatın özeti! Kısa aralıklarla alçalma ve yükseliş. Güçlüyle zayıf arasında kurulamayan denge!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.