Ahmet Yaşar Ocak, yaşayan en önemli tarihçilerimizden. Bir ilim devi… Ülkemizde mevcut siyasi, ideolojik bakışların sakatladığı konular üzerindeki çalışmaları dikkat çekici. Gerçeklerden korkmayan, tarihi ideolojik slogan malzemesi ve hamaset edebiyatına nesne yapmayan bir anlayış… Özellikle Türklerin İslam öncesi inançları, Müslüman olmaları, Anadolu’ya yerleşmeleri ve Müslüman olduktan sonra da devam ettirdikleri eski inanç biçimleri, tasavvuf hareketleri, tasavvufi ekollerin Anadolu’daki karakterleri, Alevilik, Şiilik, Melamilik, Kalenderilik, Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, İlhad hareketleri ve mülhidler, Selçuklu ve Osmanlı’nın siyasi ve toplumsal yapısı, Babai Hareketi, Şeyh Bedrettin üzerinde çalıştığı konulardan bazıları.
Bilindiği üzere bu konular spekülasyona ve istismara açık. Adı geçen birçok konu ile ilgili tarihi vesika ve bilgiler oldukça sınırlı. Herhangi bir araştırmaya dayanmayan, kulaktan dolma malumatla bilgi kirlenmeleri yaşandı, yaşanıyor. Nitekim uzun yıllar değişik ideoloji ve etnik köken mensuplarınca bu konular üzerinde değişik istismar ve yönlendirme yapıldı. Bunun en canlı örneklerinden biri yıllardır tartışılmasına devam edilen Alevilik. Aleviler de Sunniler de bu meseleyi hiç durmadan tartıştılar, tartışıyorlar ama bir arpa boyu yol alınmıyor. Herkes kendi ön kabulüyle, ideolojik kafayla, tepkisel davranışlarla, konuyu tarihsel bağlamından kopartıp bugüne uygun argümanlarla tartışıyor. İşte tam da böyle bir tuhaf zeminde Ahmet Yaşar Ocak mesnetli, belgeli, bilimsel temelli bakış açısı ve tartışmaların taraftarı. Olayları yok saymaktan ya da tabulaştırmaktan yana değil.
Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması ve yerine batıcı-modernleşmeci cumhuriyetin kurulmasıyla bu topraklarda ciddi kültürel kırılmalar meydana geldi. Genç cumhuriyetin elitleri tarihle ve kadim kültürle aralarına kalın bir çizgi çektiler. Binlerce yıllık tarih yalan yanlış bir bakış açısıyla yorumlandı. Birçok tarihi hakikat yok sayıldı. Cumhuriyet tarih ve kültürünü inşa ederken bu toprakların Müslüman tarihini yok etme gayretine girişti. Bir yandan yandaşları toplanırken diğer yandan kendine muhalif gruplar oluştu. Bu zamana kadar iki grubun mücadelesi sürüp geldi. Cumhuriyet elitlerinin yanlışları, tarihi yorumları muhaliflerin bu yorumlara, yanlışlara bazen aynı yanlış anlayışla karşı çıkmalarına yol açtı. Ocak, var olan bu iki anlayışın yanlışlarına mahkûm olmadan bir şeyler söyleme kaygısında. Aynı zamanda oryantalist tezle ırkçı tezin abartılı karakteri dışında bir şeyler söyleme…
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/19571/anadolu-nasil-turk-ve-islam-yurdu-oldu.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.