• İstanbul 20 °C
  • Ankara 21 °C

Anadolu Sözleşmesi

Rüstem BUDAK

c. Yeni Türkiye‘yi sadece Dindarlar- Muhafazakarlar- İslamcılar kurmadı.

Yeni Türkiye’yi Kürtler, Aleviler, Solcular, Liberaller, Rumlar- Ermeniler, bazı Kemalistler, Laikler de kurdu.

 

c. Türkiye’de hala bazıları, mahkemelerin VAR dediğine VAR, YOK dediğine YOKdiyor.

Siz o bazılarından olmayın.

Çoğu kez, Mahkemelerin YOK dediğine VAR, VAR dediğine YOK deyin.

O yüzden DARBECİLER var. Mahkemeye inanmayın.

Adalete uygun olan budur.

 

c. Hasta Bunlar…

Pkk- Chp- Mhp- Bazı Cemaat ve Tarikatlar- Ulusalcılar- Türk Solu- Kemalistler…

Hasta Bunlar…

Anadolu Rehabilitasyon Merkezi, bu hastalıklı yapıları- akılları- düşünceleri tedavi edecektir.

Bu hastaların, hastalıklarını iyi anlamalı, tanımalı, çözümlemeli ve tedavi edilmelidir.

Türkiye’de Kemalist- Ulusalcı- Laikçi Devlet; hastalıklarını Kürtlere- İslamcılara-Alevilere- Solculara- Muhafazakarlarlara bulaştırdı. İyileşmeleri çok uzun zaman alacak.

 

c. Türkler- Farslılar- Kürtler- Araplar vd.

Birbirlerini tehdit- düşman- zalim değil dost- kardeş- akraba- imkan gördükleri zaman Ortadoğu’da Barış mümkündür.

Yoksa birbirlerini düşman- tehdit olarak görürlerse fitne- savaş olacaktır.

 

c. Gavurlaşanlar…

Osmanlı’da gayr-i müslimlere Gavur denilirdi.

Gayr-i Müslimler bu topraklardan sürgün edildiler.

Sanıldı ki Gavurlardan kurtulundu.

Ama onların yerini bu defa Yerli Gavurlar aldı.

Asıl bu topraklar için tehlikeli olanlar Yerli Gavurlar oldu.

Gavurlaşanlar ya asli kimliklerine dönecekler, yada bu topraklarda Adalet- Barış temelli birlikte yaşamayı kabul edecekler.

 

c. Devletler insan gibidir.

Bazen zulmeder, bazen ıslah olurlar.

Türkiye’de geleneksel ve yeni bir devlet tecrübesi var. İyilikleri ve kötülükleriyle…

Değişim, ıslah, hidayet, yenilenme için teşvik ve mücadele etmek gerekir.

Bunun yanında zulme karşı çıkarken, mazlumiyeti kullanıp zulmetmemek imtihanı da vardır.

 

c. Türkiye’nin yaşadığı coğrafyanın imkânları dışında dünyaya verdiği birşey yok!

Coğrafya’nın sunduğu güçleri çıkart, geriye birşey kalmıyor.

Düşünce, din, edebiyat, bilim, eğitim, kültür ve sanat olarak ürettiği ve teklif ettiği birşey bulunmuyor.

Geriye kalan; coğrafya ve bunun üzerinden üretebildiği siyaset…

 

c. Yüzyıl sonra Mandacılık hayali…

Osmanlı İmparatorluğu yıkılırken bir kısım aydınlar- siyasetçiler Amerika himayesinde devam etmek gerektiğini savundular.

Şimdi yüzyıl sonra yine bir kesim Amerika- İsrail himayesinde sadece Türkiye’yi değil dünyayı yönetme projesi peşindeler.

 

c. Anadolu’yu; en iyi vatansızlığın- yersizliğin- yurtsuzluğun ne olduğunu bilenler ve yoksullar- yoksunlar savunacaktır.

Yerliler; gömüldükleri konforun içinde kazanımlarını korumanın derdine düşeceklerdir.

 

c. Bünyemiz; yani devlet, siyaset, yargı, emniyet, bürokrasi, örgütler, cemaatler, tarikatlar…

Bir tarafta temizlemeye- temizlenmeye çalışanlar… Diğer tarafta kirlenenler ve kirletenler var!

Ama temizlenmeye çalışıldıkça, kirlenen bir bünye var…

Yıllardır bir yandan temizlemeye, bir yandan ıslah ve inşa etmeye çalıştığımız bünye bir türlü yerine oturmuyor.

Tam oturmaya başlayacak dediğimiz anda bakıyorsunuz biri çıkıp tüm bünyeyi tekrar kirletiyor.

Hep hain, satılmış, kirlenmiş, köleleştirilmiş, pazarlanmış, satılığa çıkarılmış bir bünye…

Bir türlü temizlenmiyor, temizleyelim dedikçe…

 

c. Anadolu Sözleşmesi…

Türkiye’de yaşayanların birbirleriyle yeni bir sözleşme imzalamaları gerekiyor…

Türk ve Kürt Kemalizmi, Batıcılık, Kapitalizm ve Sosyalizm Anadolu Sözleşmesi’nin ruhunu ve aklını öldürdü.

Bu sözleşme tüm etnik gruplar- dinler- mezhepler arasında olmalıdır.

Anadolu Sözleşmesi ile barışın- kardeşliğin- hakların korunması sağlanabilir.

Sözleşme; türkler ile kürtler, aleviler ile devlet, kürtler ile devlet arasında yapılır ve diğer din-mezhep-toplulukları kapsamazsa bu ülkede barışın değil yeni kavgaların zemini oluşacaktır.

 

c. Duygulara ve birliğe vurgu, hamasetçiliğe dönmesin!

Gaza gelmeyelim! Gaza getirmeyelim!

Hak ve Hakikat ehli olalım… Akla- vahye- tecrübeye- bilgiye- üretime- paylaşıma-adalete- iyiliğe- mücadeleye dönelim…

Türkiye ne herşeydir! Türkiye ne de hiçbirşeydir! Türkiye birşeydir!

Oyunları bozmak, kurucu irade olmak, örnek ve önder olmak için; Tevhid, Adalet, Barış, Özgürlük, Emek…

Dolmuşa binmeyelim. Dolduruşa gelmeyelim.

 

c. Sorunun Kaynağı; Devlet ve Millet Dengesi…

Devleti ele geçirmek mi? Devlete Dayanmak…

Milleti ele geçirmek mi? Millete Dayanmak…

Bu topraklarda güçlü kılınmaya çalışılan, özne ve merkez olan, düzenin temeli her daim Devlet oldu.

Millet ise, Devlet için yönetilmeye mahkûm, nesne ve çevre olandı.

Onun içindir ki herkes Devlet’i ele geçirmeye çalışıyor.

Halk- Millet ise henüz ele geçirilmeye değer bulunmuyor.

Halk- Millet aklı ise manipülasyonlarla- algı mühendislikleri ve oyunlarla teslim alınmaya çalışılıyor.

 

c. Erdoğan’ı Aşmak Gerek…

Erdoğan Türkiye siyasetine yeni standartlar getirdi.

Liderlik, mücadele kültürü, üslubu, yaklaşımları ile farklı bir yer edindi.

Ancak, Erdoğan’ı zirve kabul edip onun gölgesinde yaşamayı kabul edersek, yenilenme olmayacaktır.

İnsanlar- kurumlar bunun rehaveti içinde çöküşe geçecekler.

 

c. Liderler Geliş Yoluna Göre 2’ye ayrılır:

1- Verdikleri mücadele ile ortaya çıkan liderler:

Mustafa Kemal Atatürk- İsmet İnönü- Adnan Menderes- Necmettin Erbakan- Alparslan Türkeş- Turgut Özal- Bülent Ecevit- Recep Tayyip Erdoğan

2- Dışardan- Mühendislik Projeleri ile Lider Olanlar:

Belli proje parçası olarak halka dayatılanlar…

Süleyman Demirel- Mesut Yılmaz- Tansu Çiller- Kemal Derviş- Kemal Kılıçdaroğlu ve  son olarak Ekmeleddin İhsanoğlu

 

c. Maşallah…

Her günü krizlere gebe Türkiye’de darbelere, komplolara, hilelere, engellere rağmen dönüşüm devam ediyor. Erdoğan liderliğinde, yeni bir kırılmaya, krize, çözülmeye fırsat vermeden siyasi değişim şekilleniyor.

Yaşanan tecrübelerden ders alarak, gelecek perspektifimizi iyi ortaya koyarak, hali hazırda düzeltilmesi gereken bir çok yönüyle birlikte Adalet- Tevhid- Özgürlük ekseninde bir Yeni Türkiye mümkündür.

 

c. Anadolu İnkılabı(Devrimi) süreci devam ediyor.

İnkılaba (Devrime) sahip çıkma vaktidir.

Kazanımları korumalı…
Çürümüş yanları atmalı…
Yeni kazanımlar için mücadele etmeli…

 

Bu yazı toplam 1270 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim