• İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C

Atilla Yayla'dan: Meşrulukla doğruluğu birbirine karıştırmak

Atilla Yayla'dan: Meşrulukla doğruluğu birbirine karıştırmak
Maalesef, yeterince zengin olmayan bir fikir hayatına sahibiz. Fikirlerin korkusuzca yeşermesi gereken ortamlar olan üniversitelere bakınca fikir sefaletini daha iyi görüyoruz.

Aktüel tartışma mecralarından olan medyada da durum pek parlak görünmüyor. Yeni fikirlerin dile getirildiğini veya bilinen fikirlerin daha kuvvetli şekilde -yani delillerle, akılla ve mantıkla desteklenmiş biçimde- ifade edildiğine şahit olmak gerçekten zor. Özellikle medya platformlarında tartışma adına yapılanlara baktığımız zaman karşımıza çoğu zaman suçlamalar, lakap takmalar, etiketlemeler çıkıyor. Bu bizde ne yazık ki yaygın bir alışkanlık hâline geldi. Çoğu kimse usulüne uygun tartışma yapmayı bilmiyor, biliyorsa da bunun külfeti altına girmek istemiyor.

 

Tartışmalarda yapılan birçok hata var. En önemlilerinden biri meşruluk ile doğruluğun birbirine karıştırılması. Bu hata kutuplaşmanın fazla olduğu, gerginliklerin birbirini izlediği, herkesin kendi mahallesine kapanıp diğer mahallelere kulak kabartmadığı zamanlarda daha çok karşımıza çıkıyor. Türkiye'de durum epeydir böyle. Bilhassa Gezi olaylarından beridir tarafların konuşmayıp bağrıştığı ve fırsat bulduğunda birbirini fiziksel olarak veya manen yumrukladığı bir ortamda yaşıyoruz.

 

Meşruluk ile doğruluk arasında bir çakışma olması arzuya şayandır. Ancak, bu her zaman vuku bulmayabilir. Meşruluğa sahip olmak doğruyu yapmayı garanti etmeyeceği gibi doğru olanın otomatikman meşruluğu elde etmiş olacağı da söylenemez. İkisi arasında bir çatışma olduğunda hangisini tercih edeceğiz? Doğru olanı mı? Ya doğru olan herkes tarafından doğru görülmüyorsa ne olacak? Doğruluğun ölçüsü ne? Bir ideolojiden sadır olmak mı? Bilime dayanmak mı? Bir dinden veya dinî anlayıştan çıkmak mı? Kolektif doğruya ulaşılabilir mi? İnanan ile ateisti nasıl doğruda buluşturacağız? Veya sosyalist ile liberali? Daha da temelde, her konuda bir tane mi doğru vardır? Böyle olduğu kabul edilirse o doğruya inanmayanların durumu ne olacak? Bütün bu sorular gösteriyor ki, doğru üzerinde mutabakat arayışına çıkmak yanlış ve bir yere ulaşmamızı sağlamayacak bir yol.

Devamı için: http://www.yenisafak.com/yazarlar/atillayayla/mesrulukla-dogrulugu-birbirine-karistirmak-2014795

Bu haber toplam 435 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim