Altı FETÖ mensubunu Kosova’dan ülkemize getirip, adalete teslim edeli, günler oldu. Ancak operasyonun Kosova siyasetindeki yankıları hâlâ devam ediyor.
Kosova Parlamentosu, bu konuyla ilgili, olağanüstü bir oturuma sahne oldu. Hükümetin tek Türk asıllı bakanı ve iki Türk milletvekili dışında, kürsüye çıkıp, Türkiye’yi destekleyen olmadı.
Aslına bakılırsa, onlar da Sırp milletvekilleri kadar olamadılar. Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ağır eleştiriler yöneltilirken, koltuklarından vazgeçmeyi göze alamadılar. Kürsüden şunu söyleme cesareti gösteremediler: “Türkiye’ye dil uzatırsanız, hükumetten desteğimizi çekeriz.”
Kosovalı siyasilerin bu tavrı, ister istemez, o değişmez kuralı bir kez daha hatırlatıyor: Hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
Devam edelim.
Kosovalı yöneticiler, olan bitenden haberleri yokmuş gibi davranıyorlar. Ancak Türkiye Cumhuriyeti, bir kanun ve nizam devletidir. Gerek uluslararası, gerekse iç hukuka titizlikle riayet eder. Adam kaçırmaz, insan haklarına aykırı işler yapmaz. Zeytin Dalı Harekâtı bunun en açık örneğidir.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın da ifade ettiği üzere; Kosova hadisesi, bu ülke makamlarıyla birlikte ve suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde hayata geçirilmiş bir eylemdir.
Bilmeyenler ve bilmezden gelenlere hatırlatalım: Kosova İstihbarat Ajansı-AKİ, doğrudan cumhurbaşkanına bağlıdır. Bakanlar ise hükümetin başı olan başbakana karşı sorumludurlar.
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ayhan-demir/kendine-gel-kosova-23809.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.