• İstanbul 22 °C
  • Ankara 18 °C

Ayşe Ünüvar: Dinle!..

Ayşe Ünüvar: Dinle!..
Dinlemeyi ne vakit öğrenecektik? Ya da anlamayı! Birbirimizi görmeden duymadan hem de kalbin aklıyla dinlemeyi ne vakit nasip edecekti Yaradan bize?
Suskun kaldık, üzüldük, yaralarımız derinleşti diyelim, istemez miyiz birileri tutsun elimizden? İsteriz elbet! Herkes ister. Hepimiz isteriz. İsteriz ki sevelim, sevilelim, anlaşılalım her sedirde yerimiz olsun, her davete icap edelim, herkese selam verip herkesin selamını alalım… İstedik ama olmadı! Olmuyor işte! Peki neden? Neden bu kadar uzaklaştı insanlar birbirinden? Mesafeler git gide ıraklaşırken bizi bize ne yaklaştıracak diye soruverdi aciz gönlüm ve kendi sorumun cevabını aramaya koyuldum…  
 
Biz yeterince dinlemiyorduk birbirimizi. Dinler gibi yapıyorduk. Ya da kulak kesiliyorduk sadece. Oysa gönül kesilirdi eskiler. Gönül ile dinler gönül ile anlar gönül ile duyarlardı. Gönül ki Yaradanın evi, gönül ki derleyip toplamamız suyun en durusuyla yıkamamız gereken yer. Ne vakit kaybettik onu ne vakit yıkamayı durulamayı eğitmeyi unuttuk o vakit öldü gönlümüz. O vakit öldü insan. O vakit öldü ruhumuz yaşayansa bedendi idrak edemedik… 
 
Lakin Allah dedi ki kalk kurtar gönlünü doğrularla hemhal et ki yaşayasın yaşatasın varlığın her rengini kendin bilip sevesin! Peki nasıl yapacaktık bunu, nasıl durulayacaktık gönül dediğimiz evin pasını pisini? Elbette varlığın her halini gönül ile dinleyerek. Aracısız mesafesiz can kulağıyla… 
 
 Dinle o halde!  
 
Kalbi, ruhu, taşı, ağacı, kuşların kanadında ki uçuşun sesini, yağmurun toprağa ilk değişini, taze bir çocuğun ağlarken gülüverişini, aşkın kanatsız gelişini dinle!  
 
Dinle; Yıldızların karanlıkta ki zarafetini, suyun akışında ki manayı dinle. Okumadan okunmanın sırrını dinle! Seven kalbin ağır adımlarla bekleyişi dinle, gelmeyecek olana yakılan ağıtlarda ki yangıyı dinle. Dinle duyulacak öyle çok şey var ki öylesine vazgeçip hissetmeden geçip gittiğimiz şey. Duy onları. Dinlemeden duyamazsın işte! Kalbin son atışını dinle! Şehidinin ardı sıra ağlayan ananın sükût halini dinle! Sevmeyen kalbin taş kesilmiş oyuklarında saklanmaya kalkan minik bir serçenin çığlığını dinle!  
Bu haber toplam 1251 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim