• İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C

Babamın kütüphanesi

Babamın kütüphanesi
Betül YeşilMerhum Cahit Zarifoğlu’nun kızı Betül Zarifoğlu Koç’un çocukluk anısını okuduğumda, “Vay be!” demiştim. “Meğer insanlar gibi anıları da birbirine benziyormuş.” Zira o da benim gibi herkesin babasının yazar olduğunu sanıyormuş çocukken.

Betül Yeşil

Merhum Cahit Zarifoğlu’nun kızı Betül Zarifoğlu Koç’un çocukluk anısını okuduğumda, “Vay be!” demiştim. “Meğer insanlar gibi anıları da birbirine benziyormuş.” Zira o da benim gibi herkesin babasının yazar olduğunu sanıyormuş çocukken. Bir gün evlerine misafir olarak gelen bir çocuk, babasının daktilosunu görmüş ve ne olduğunu sormuş. İşte o zaman anlamış küçük Zarifoğlu, her evde daktilo yoktur ve herkesin babası yazar değildir. Küçükken benim durumum da böyleydi. Sesinden komşuların rahatsız olduğunu bildiğimiz daktilosuyla babam, ardı ardınca yaktığı sigarasının kokuları içinde yazardı yazılarını. Zaten bir yazarken bir de telefonda sohbet ederken sigara içerdi. Ödünçtü daktilosu… Daktiloya verecek parası hiç olmadı. Eğer olsaydı şimdi o daktilo bizim olurdu ve eminim ona gözü gibi bakardı. Ben de ona biblo bir daktilo almak zorunda kalmazdım.
Şimdilerde sınıfa girmese de, mesleği öğretmenliktir babamın. Edebiyatçıdır, yazardır. Bu ikisinin yan yana geldiği “Edebiyatçı-Yazar” unvanını sevmez. Çok okur. Öyle ki, öğrencileri ona “Yürüyen Kütüphane” demişler. Yirmi sekiz yaşımı devirmek üzereyim, onu hiç kitapsız görmedim. Ve eve kitapsız geldiğini… Orhan Kemal’in Devlet Kuşu romanından uyarlanan Kemal Sunal filmini hatırlarsınız. Belmondo Mustafa’ya âşık olan şımarık Hülya, zengin sofrasındaki menüye “Yaa, yine mi pirzola!” diye itiraz eder. İş dönüşü, çikolata olur umuduyla elinden kaptığımız poşetten çıkan kitabı görünce, ben de Hülya gibi mızırdanırdım: “Yaaa, yine mi kitap!” Çocukluk işte!

Hâl böyle olunca, evimizde kocaman bir kütüphanemiz oldu. O kadar kitap vardı ki, bu kadarını ilk kez bir arada görenler şaşkınlıkla sorardı: “Bunların hepsini okudun mu?” Şair Mehmet Aycı’ya da çok kez sorulmuş olacak ki, kitabına isim olmuş bu merak. Hatta yine bir taşınma sırasında hamallardan biri, “Vay vicdansız. Bu kadar okunur mu yav!” diyerek yüklenmişti kolilerinden birini de, bizi bayağı güldürmüştü. Zira kamyonun yarısından fazlası kitap kolisiydi. Babam da, “Bu son! Artık Çankaya Köşkü’nden çağırsalar, tövbe gitmem” diyerek, adamları teselli etmişti.
Kütüphane dediğime bakmayın, son yıllara kadar, yerli yerinde bir düzeni hiç olmadı. Zaten babamın düzeni düzensizliktir. Bu kendine özgü düzeni içinde bir kitabı aramaya görsün, ortamı hemen terk etmek gerekir. Biraz talihliyseniz kitabı kendisi arıyordur ve kısa sürede bulmuştur. Benim gibi bahtsızsanız bu zor ve stresli iş size düşmüştür. O kırmızı ciltli kitap hiçbir yerde yoktur. Dediği yere bakmışsınızdır, ama yoktur işte. Alnınızdan terler boşalır, eliniz ayağınıza dolanır, tüm kitaplar kırmızıya boyanır, ama o kitap yoktur. “Çocuğa iş buyur, arkasından kendin git” diye söylenmesiyle kitabı bulması bir olan ve sinirle, “Bu ne peki, bu ne?” diye soran babanıza, “Ama bu kitap kırmızı değil ki, bordo” deme hakkınız da yoktur. Dedim ya, burada yok oğlu yoktur. Tüm bu yokluk içinde tek bir suçlu vardır: annem. Yani bu kadının da başka işi gücü yok, kütüphaneyi düzenliyor, kitapların tozunu alıyordur. Allah aşkına kitap pis mi olurdur? Hani kütüphanenin neresi pistir? Her yer tertemizdir. Kitaplığı silmek tehlikeli ve yasaktır.

 

Devamı için: http://www.nihayet.com/annemden-bana-kalan/babamin-kutuphanesi/

Bu haber toplam 1340 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim