Hayatta kalan son oğlu James Ryan, Normandiya çıkarmasında savaşmaktadır. Onu da kaybetme ihtimali yiyip bitirmektedir ana yüreğini. Ahir ömründe tek arzusu, biricik oğlunun savaştan sağ salim dönmesidir. Yakarışları karşılık bulur ve Amerikan Başkanı her ne pahasına olursa olsun Er Ryan’ın sağ salim evine getirilmesi için orduya emir verir. Sekiz kişiden oluşan özel kuvvet askeri sırf bu iş için görevlendirilir. Sonunda, Er Ryan için yola çıkan askerlerden çoğu ölür ancak Er Ryan da kurtarılmış olur.
Yaklaşık 3 saat süren filmde elbette pek çok alt metin var. Ancak sonuç itibariyle, tek bir ABD vatandaşı için gerekirse bin can feda edilir tezi filmin tam orta yerinde durmaktadır.
Aslında biz bu filmi pek çok Hollywood yapımında görmekle yükümlüyüz! Vietnam ve Kore Savaşları’nı konu alan filmlere bakın. Kaybeden taraf olmasına rağmen ABD askeri pek çok kahramanlık öyküsüyle dönmüştür ülkesine. En azından Hollywood filmlerinde… Sylvester Stallone’nin oynadığı Rambo serisi buna örnektir.
Rusya-ABD arasında süren soğuk savaş yıllarında ise vurduğunu deviren efsane boksör Rocky Balboa ile Rocky serileri çıkar karşımıza. Yediği ölümcül yumruklara rağmen, artık ayağa kalkamaz zannedildiği anda bile, son bir gayretle ayağa kalkan Rocky, yenilmez denilen nice boksörü (çoğunlukla Rus boksörleri) devirmiştir. Aksi düşünülebilir mi!
‘Amerikan kahramanlığı’ Hollywood için her zaman prim yapan, bitmez tükenmez bir kaynaktır. Yeryüzünde Amerikan hayranlığını büyüten bir beşiktir Hollywood. Hepimiz biliriz ki yaşlı evrende işler ne zaman sarpa sarsa, (hatta kıyamet kopsa!) dünyayı kurtaracak bir ‘Amerikan başkanı’ vardır.
Dolayısıyla ABD’nin tüm kurumları işe el atar ve sonunda ‘mavi üniformalı adam’ canı pahasına kazanır.
Devamı: http://www.star.com.tr/yazar/er-ryani-kurtardik-petrolu-guvene-aldik-yazi-1488502/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.