• İstanbul 13 °C
  • Ankara 14 °C

Berat Demirci'den: 29 Şubat

Berat Demirci'den: 29 Şubat
12 Eylül bitmiş, ANAP gelmiş gitmiş, Şapka Çankaya’ya konmuş… Çok şey olmuştu evet…

12 Eylül bitmiş, ANAP gelmiş gitmiş, Şapka Çankaya’ya konmuş… 

Çok şey olmuştu evet…

Bizler de yaşlanmıştık.

Ve derken RP iktidardaydı… 

Tam bir bolluk iktidarıydı, halkın yüzü gerçekten gülüyordu.

Doğrusu bizim de yüzümüz gülüyordu. Milli Görüş iktidarı, koalisyon da olsa “Erbakan Başbakan” idi, slogan gerçek olmuştu.

Kısa da sayılmaz iki buçuk sene belediye hayatım oldu, müdür olmuştum…

Otuz üç yaşındaydım ama kalan müdürler çok gençti, 12 Eylül öncesinde çocuktular. Ağabey idim ama bir şeyler ters gidiyor, anlatamıyordum.

İktidar denilen şeyin Milli Görüşçülere neler yaptığını gördüm. Herkes birbirini tepeliyor, hariçten bazı adamlar ise üstümüze oturtuluyordu. Sekiz yıllık işsizlik dönemi yormuş, “Hadi bir dergi çıkaralım!” demeye takatim yetmiyordu. Oysa İhtilal dönemi istifa etmiş ve Gurbet dergisini çıkarmıştık. Çok sorgulandım, Temeltepe’de sabahladım ailemin bile haberi olmadı; off bile dememiştim.

Buralardan kaçmak gerekti.

Denk geldi ve üniversiteye kaçıvermiştim… 

Hayattan kaçanlar için ne ideal bir yerdir bilemezsiniz akademi…

Sosyal hayatla bağımı, merkezden ve özellikle kentin yeni ve islamcı eşrafının uzağında tutuyordum, hâlâ öyleyim. Kenarda kalan mekânlar, ameleler kahvesi, ihtiyarlar çay ocağı gibi yerlerdeyim. Bir tek islamcı ve eski dostların olduğu bir vakfa haftada bir çaya gidiyordum, ayaklarım ise ne yalan söyleyeyim geri çekiyordu. Yemek, içmek ve hazır RP iktidarı varken nerelerden ne çıkarabiliriz hesabı hâkim olmuştu; islamî kelimesine kıyamam, bu manzaraya: Alaturka hedonizm diyelim. 28 Şubatı artık çocuklar bile biliyor, dün herkes bunu yazmıştı zaten. Ben “29 Şubat Darbesi”ni anlatayım.

29 Şubat, sözün gelimi, aslında o sene Şubat 29 mu çekmişti hatırlamıyorum, şu an bakıp öğrenebilirim ama önemli değil. Çünkü 29 Şubat takvimlerden bir gün değil, 28 Şubat sonrasının başlangıcıdır.

“Alaturka hedonistler” şehrin kreması sayılacak insanlardı,  çoğu darbenin şiddetiyle korkmuştu. Ben bu korkuya hak verdim hep, çünkü gün geçtikçe baskı şiddetini artırdı, çoğu da yürekli arkadaşlardan olan insanlar fena hırpalandı. Aslında kısa bir zaman sonra bu endişelerin yerini “bekleyiş” aldı, çünkü darbeciler her kademede maskara olmaya başlamışlardı. Ben de çok sıkıntılar yaşadım ama önemsemedim, 12 Eylül’de çünkü daha ağırlarını yaşamıştım. O günlerde tek dostum Ayşe Şasa idi… Ayşe abla merhume her akşam arıyor ve yarım saati aşan telefon konuşmalarıyla birbirimize destek oluyorduk; herkesler bilmez, o benden çok daha dertliydi.

Devamı için: http://kulturgundemi.com/berat-demirci/29-subat-yazi-9884#

Bu haber toplam 753 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim