AB’nin Ukrayna’yı Rusya etki alanından koparma girişimi Rusya’yı, Almanya’nın da Ukrayna üzerinden Rusya ile yakınlaşması ABD’yi kızdırmıştı. Rusya’nın duruma müdahale etmesiyle Ukrayna’nın Doğu-Batı dengesindeki “tampon” durumuna dönmesi Rusya’yı, Ukrayna üzerinden kurulan Rusya-Almanya hattının kesilmesi de ABD’yi rahatlatmıştı.
Bir tür “alan memnun, veren memnun durumu” ortaya çıkınca, neredeyse tüm devletlerin Kırım konusunda ölü taklidi yapmaları mümkün olabilmişti.
Ancak Kırım ilhakı, sadece Ukrayna’nın Almanya-Rusya arasındaki konumuyla açıklanabilecek durumlara karşılık gelmiyor. Kırım aynı zamanda Karadeniz güç dengeleri açısından yaşamsal önemde.
İlhak sonrası Rusya Kırım’daki askeri kapasitesini genişletti ve aynı zamanda Ukrayna’nın Azak Denizi’nden Karadeniz’e çıkışını kapatmış oldu. Böylece bir yandan Ukrayna’nın Karadeniz’deki hareket kabiliyetini epeyce sınırladı, diğer yandan hem AB hem NATO üyesi olan Bulgaristan ve Romanya’nın da Batı Karadeniz’e hapsolmalarına yol açtı.
Hedefteki Ukrayna
Suriye üzerinden Akdeniz’in, Kırım üzerinden Karadeniz’in doğusunda varlığını güçlendirmeye çalışan Rusya’nın Karadeniz-Akdeniz-Hazar havzasında kendisine kuzey-güney doğrultusunda bir hat çekme çabasında olduğu söylenebilir.
Söz konusu gelişmelerin birçok ülke tarafından tedirginlikle izlendiğine şüphe bulunmuyor. ABD kendisine Suriye’de seçtiği müttefiklerle bu tür hatları kırabileceğini hesapladıysa, Rusya’nın çok daha etkili yöntemler kullandığını fark etmesi uygun olur.
Görünen o ki, Rusya’nın girişimlerine tepki gösterme işini Ukrayna üstlenmiş.
Azak Denizi ile Karadeniz’i birbirine bağlayan Kerç Boğazı’nın iki yakasını birleştiren köprünün 2018 Mayıs’ında hizmete girmesi, ardından da Türk Akımı Projesinin önemli bir aşamasının daha hayata geçmesi, Ukrayna’nın stratejik değerinin azalmasına neden oldu. Dolayısıyla Ukrayna’nın Rusya’ya karşı harekete geçmek için fazla nedeni bulunuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.