Libya'ya müdahil güçlerin silah ambargosuna devam kararı ve imzaladıkları metni BMGK'ye göndermesi umut verici. Zaten masada olan daimi üyelerin metni onaylaması bekleniyor.
Yine Cenevre'de toplanacak 5+5 askeri komisyona Hafter'in de temsilcilerini göndermeyi kabul etmesi memnuniyet verici. 4 teknik komiteden oluşan siyasi komisyonun kurulması da sevindirici. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği gibi Hafter'in ateşkese imza koymaması "manidar." Hafter'in hem kişiliği hem de arkasındaki güçlerin (BAE, Mısır ve Fransa gibi) teşviki sebebiyle ateşkese uymama ihtimali hiç de zayıf değil.
Galibiyete bu kadar yakınken Trablus'un meşru hükümet olarak dünya kamuoyunda öne çıkmasını hazmedemeyebilir.
Hafter'in saldırganlığa devam etmesi durumunda ise Berlin'de bir araya gelen tarafların nasıl davranacağı çok önemli.
Unutulmamalı ki, 2014'te Libya'yı iç savaşa götüren darbeci Hafter'di. Bu saldırganlığa göz yumulursa, yani yaptırım uygulanmazsa, Berlin Konferansı kağıt üzerinde kalabilir. "Askeri çözüm yok" demek yeterli değil. Hafter'e bunu dayatacak bir iradenin oluşması lazım. Aksi takdirde Libya, vekil savaşının hızlandığı, ikinci bir Suriye'ye dönebilir.
Masa Yeni Kuruldu
"Kalıcı barış" süreci uzun ve zorlu olacak. Masa yeni kuruldu, devirmek ya da etkisiz hale getirmek isteyenler çıkacak.
Berlin masasını Suriye'de barış için kurulan Cenevre sürecine çevirmek isteyenler olacak. Şimdilik en ümit verici şey, Berlin masasında oturan tarafların Suriye iç savaşından "ders aldığı" beklentimiz.
Devamı: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/duran/2020/01/21/berlinden-cikan-sonuc
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.