Dışişleri ve Pentagon, bu sistemin Türkiye tarafından satın alınmasının "geniş sonuçları" olacağı uyarısında bulunuyor. ABD savunma sanayisi de bu pozisyonun arkasında görünüyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı R. Palladino bu sonuçları "F-35 programına katılımının yeniden değerlendirilmesi, diğer potansiyel silah transferini riske sokması ve Amerika Düşmanlarına Yaptırımlarla Mücadele Yasası (CATSA) kapsamında S-400 alımına dahil olan devlet veya özel tüm kurum ve kişilerin potansiyel yaptırımlara maruz kalması" şeklinde tanımladı.
EUCOM Komutanı General C. Scaparrotti de S-400 füzelerinin "NATO'nun sistemlerine bir tehdit olduğunu" açıkladı. Mesele, ancak Erdoğan ile Trump arasında üretilecek bir formülle yönetilebilecek aşamada.
***
Washington'ın S-400'ler konusundaki kaygıları biliniyor. Bunları, S-400'lerin başka ülkeler tarafından da alınması, F-35 projesinin değerinin düşmesi ve NATO kolektif sistemlerine sorun üretmesi olarak sıralayabiliriz. Türkiye ise 2011'den itibaren hava savunma sistemlerini ABD ve NATO üyelerinden alamadığı için diğer seçeneklere yönelmiş durumda. S-400 alımına yönelik eleştiriler karşısında Ankara, NATO kolektif sistemine sıkıntı vermemek için her türlü teknik işbirliğine açık olduğunu söylüyor.
Washington isterse Ankara ile işbirliği içinde bu kaygıları aşabilir. S-400 alımı CATSA dışında değerlendirilebilir ve teknik işbirliği ile F-35 projesi konusundaki sorun da giderilebilir. S-400'leri başka devletlerin almaması için de yeni bir düzenleme çıkarabilir. Böylece zaten FETÖ, Halkbank, Münbiç ve YPG konularında tıkanan ikili ilişkilere yeni ve daha riskli bir sorun eklenmemiş olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.