• İstanbul 22 °C
  • Ankara 27 °C

Bursa Şubesinde İbn Haldun Konuşuldu

Bursa Şubesinde İbn Haldun Konuşuldu
Uluslararası Öğrenciler Akademisi’nin şubat ayı konuğu Deniz Kurtyılmaz oldu.

Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Şubesi’nin Seyyid Usul Kültür Merkezi’nde düzenlediği Bursa Uluslararası Öğrenci Akademisi’nin şubat ayı konuğu Deniz Kurtyılmaz oldu. Kurtyılmaz, İslam düşüncesi tarihinde müstesna ve özgün bir yere sahip olan İbn Haldun’un hayatı, eserleri ve düşünceleri üzerinde durdu.  

İbni Haldun’un 1332’de Tunus’ta doğduğunu ve zengin bir ailenin evladı olduğunu söyleyen Kurtyılmaz onun iyi bir eğitim aldığını ve yirmili yaşlara geldiğinde saray içinde yer aldığını belirtti. Kırklı yaşlardayken İbn Haldun’un saray entrikalarıyla da boğuştuğunu belirten Kurtyılmaz onun daha sonra inzivaya çekildiğini söyledi. İbn Haldun’un ‘Mukkaddime adlı eserini bu inziva hayatı sırasında yazdığını vurgulayan Kurtyılmaz, İbn Haldun’un hem Müslümanlar tarafından hem de Batı tarafından iyi anlaşılmadığını ve bunun içinde bir gayret sarf edilmediğini ifade etti. Kurtyılmaz sözlerine şöyle devam etti:

‘Ne yazık ki İbni Haldun doğru ilgiyi görememiştir. Aslında onun düşüncelerini Batılı birçok önemli filozoftan daha önce olduğu bilinmesine rağmen Batı tarafından kasti olarak anlatılmak anlaşılmak istenmemiştir.’

19. Yüzyıla kadar sürdüğünü söyleyen Deniz Kurtyılmaz, ‘ Bunun durumun sebebi 19. Yüzyıl da kapitalizm oluşmaya başlamış ve modernite denilen düşünsel süreç modernleşme denen sosyal sürece dönüşmüştür.’ dedi. Deniz Kurtyılmaz Osmanlı aydınları tarafından da İbni Haldun’un gerekli ilgiyi göremediğini söyledi.

Daha sonra İbn Haldun’un düşünceleri üzerinde duran Kurtyılmaz, İbn Haldun’un toplum sınıflaması konusunda bilgiler nakletti. Kurtyılmaz “ İbn Haldun’a göre toplumlar göçebe toplumlar ve yerleşik toplumlar olmak üzere ikiye ayrılır. Göçebe toplumlar ki bu toplumlara Haldun bedevi der, iki kısma ayrılır: ziraatla uğraşanlar ve hayvancılıkla uğraşanlar. Yerleşik toplumlara ise İbn Haldun’un hadari dediği toplumlardır ve bunlarda göçebe toplumlara göre servet ve refah artmış ve asabiyetin yerini din gücü ve iktidara bağlılık almıştır.”dedi.

İbn Haldun’un düşüncelerini anlamada anahtar görevi gören “bedevi” ve “hadari” kavramlarına değinen Kurtyılmaz daha sonra söz konusu kavramlardan üzerinden asabiyet kavramını değerlendirdi. Kurtyılmaz, “Bedevi toplumlarda müdafaa duygusunun yüksek olması sebebiyle asabiyet daha güçlüdür. Hadari toplumlarda ise asabiyet duygusu daha zayıftır. Zira çok fazla güvenlik sorunu yoktur ve bu toplumlarda ekonomik refah görülür.”dedi.     

Buradan hareketle İbn Haldun’da  “asabiyet” kavramına dikkat çeken Kurtyılmaz, Onun asabiyet hakkındaki tarifini nakletti. Kurtyılmaz “İbn Haldun’a göre asabiyet kolektif şuurdan doğan ortak hareket etme anlayışıdır.”dedi. Asabiyet çeşitlerine değinen Kurtyılmaz “Asabiyet nesep ve sebep olmak üzere iki çeşittir. Nesep asabiyeti aynı kökten gelen bireyler arasındaki organik bağlılıktır. Bu daha çok bedevi toplumlarda görülür. Bedevi toplumlar yerleşik yaşama geçtikçe onlarda nesep asabiyeti azalır. Bunun yerini ideolojiler, dini görüşler almaya başlar. İşte bu da sebep asabiyetidir.” dedi.  

Bu haber toplam 1074 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim