• İstanbul 23 °C
  • Ankara 27 °C

Bûtimar Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Şeyma Subaşı İle Konuştuk

Bûtimar Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Şeyma Subaşı İle Konuştuk

İzdiham: Niçin yazıyorsunuz?
Yazmaya postmodern bir darbenin benim yaşımdaki birini dahi etkilediği günlerde başladım. Yani esaslı bir derdin gösterişli otağında. Bazen gösterişli oluyor dertler, adam gibi. Bazen sığ. Biz bile farketmiyoruz bazen sığlığını. Benimki en başta her şeyi anlama ve anlamlandırma çabasıydı. Özellikle okuyarak neden böyle olduğunu anlamam gerekiyordu.
Filmi biraz şimdiye sarmak lazım. Yazı çizi işlerinde amatörlükten biraz daha uzaklaştığım anlar şunun arayışındaydım: Sıkıntılara merdiven dayayıp yükselmenin bir yoluydu yazmak. Niçin yazıyorum? En baştaki kadar ulvi dertler adına değil. Bir savaşçı gibi değil ama savaşı özetlemek adına. En büyük vasfım bu galiba. Beni en çok ayakta tutan ve rollerime anlam katan vasfım ya da. Ümitli bir hayal kurmak gerekiyorsa eğer bunun adına kurarım hayatımda. Masaya yumruğumu ilk defa vuracaksam bunun adına. Bir heyecan yeşertmek gerekiyorsa, yeşeriyorsa hatta bunun adına.
İnsanın elinden çok şey gelir bu hayatta ve gelmelidir. Bir kul olmak, iyi bir insan, iyi bir arkadaş olmak, iyi bir anne, evlat veya öğrenci olmak, iyi bir aşık olmak.
Roller arasında bölünürken anlıyorum ki benim elimden en çok yazmak geliyor.

İzdiham: Yalnız olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Etrafımda gözümün içine ümitle bakan birçok arkadaşım ve dostum var. Bense genelde yalnız olmadığımın bilgisine sahip olsam da yalnız hissederim. Bazen eskisi gibi evine gittiğimde buzdolabını çekinmeden açtığım bir en yakın arkadaşın artık olmayışından ötürü. Bazen hayatta o en büyük vasfın ne olması gerektiğini düşünürken. Ama aslında bundan daha garip ve büyük bir yalnızlığım da var benim. Hiçbir zaman doğru anlaşılmamak gibi. Ama bazen doğru da anlatamamak gibi. İnsanların benimle iletişimlerini düşününce anlıyorum ki “gerçek”, buluşma yerine hep geç kalır.
Kırmızı güller arasında sarı bir gül olduğumu düşündüm hep, farklı. Kararı bana ait olamaz böyle bir şeyin, aslında insanlar hissettirmişti bunu bana. Bir ara Efendimiz’in sesini işittim rüyamda. “Herkes gibi ol.” diyordu. Düşündürücü gelmişti. Şöyle de bir şey var: Galiba bir şeylerin yeri dolduğunda da bazı duygular değişmiyor. Yani dünyayı verseler, belliki bu iflah olmaz yalnızlık baki olacak bende.

İzdiham: Edebiyat delilik midir?
Çoğu insan aynı şekilde yaşarken ve aynı şeylerle meşgulken kafasını bu işe takmış çoğunluğun çok akıllı olduğu söylenemez. Delilik ile dahilik arasındaki ipte yürümeye çalışmak desek?

İzdiham: Sizi özetleyen en iyi cümle nedir?
“Görür gibi uyur, konuşur gibi susar, güler ağlar gibi.”

Devamı: http://www.izdiham.com/butimar-dergisi-genel-yayin-yonetmeni-seyma-subasi-ile-konustuk/

Bu haber toplam 978 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim