• İstanbul 25 °C
  • Ankara 26 °C

Cahit Zarifoğlu Hakkında; Otuz İki Tekmili Birden

Cahit Zarifoğlu Hakkında; Otuz İki Tekmili Birden
Seçkin bir kimse değilim İsmimin baş harflerinde kimliğim Bağışlanmamı dilerim

1. ‘Kafkasya’dan esen bir rüzgâr’ın Maraş’taki serinliğidir. Fransızca, Farsça, Arapça bilen; Nakşî tarikatına bağlı, Fuzuli’den gazeller okuyabilen; öğretmenlik, defterdarlıkta memurluk, hakimlik yapan; dört kez evlenen bir babanın oğludur. Evde, annesinin yanında hep ikinci bir kadın vardır.  Yalnızlığı ve sessizliği sevmesi o yıllara rastlar. Hayattan kaçıp sanata sığınan bütün çocuklar gibi ‘yazı’yı  arkadaş edinir.

2. Abdurrahman Cahit Zarifoğlu, Maraş Lisesi’nde, yani taşranın o buğulu ve sıkıcı ortamında, atak bir gençken, bilmeden, tanımadan, yani farkında olmadan Rilke’ye uyar ve sorar: “Yazmak zorunda mıyım?”. Yanıt, çok kesin bir ‘evet’tir.

3. Tevârüs edilmemiş bir asaleti ve doğuştan artistliği  vardır. Necip Fazıl ona ‘artist’ der. Necip Fazıl’ın evinde bir sohbet toplantısı vardır. Birkaç cümleden   sonra ‘Kitaplarınıza bakabilir miyim?’ diye N. Fazıl’ın sözünü keser. Sıkılmıştır.  Kitapların azlığıyla şaşırır. Plakları karıştırır. N. Fazıl’ın sözünü yine keser: ‘Efendim, hangi müzisyenleri seviyorsunuz?’ diye sorar. N. Fazıl, ‘Betoven’ dedikten sonra biraz şaşkın, biraz öfkeli, biraz hoşgörülü bir tonla: ‘Burada muhteşem bir konser icra ediliyor, sen orada notalarla meşgulsün.’dedikten sonra ‘Artist’ sözünü ekler.

4. Evlerinde Dostoyevski, Balzac, Cervantes kitaplarıyla dolu bir kütüphane yoktur. 25 yaşına kadar kitabı yayımlanmış tek bir şair bile görmemiştir. Ancak,  Rilke gibi dizeler yazar… İkinci Yeni’yi çağrıştıran, gizli ve karanlık dizeler… İşin garibi daha çok gençtir ve  ne Rilke’yi okumuştur ne Pazar Postası’nı biliyordur, ne de İkinci Yeni’yi..

5. Nuri Pakdil’le başlayan bir gelenek, Zarifoğlu, Rasim Özdenören ve Erdem Bayazıt’la devam eder: Dergi çıkarmak! Maraş Lisesi’nde bir edebiyat dergisi çıkarır. Maraşlı genç şairleri örgütler. Ne Türk Edebiyatı tarihinin tozlu sayfalarına dalar, ne de edebiyat aleminin dedikodularına…  Lise yıllarında sessizliğinden başka bir özelliği yoktur. Bu filozofça sessizliğin ona getirdiği ad Aristo’dur.

6. Hep atak, hep örgütçüdür. Mavera dergisi ve Akabe Yayınları’nı yönetir. Çevresindeki coşkuları çoğaltır.

7. Hem çok dağınık, hem iradesine müthiş sahip ve hem de serüvencidir. Dağınıktır, çünkü ilk gençliğinde bir filmi üst üste 13 kez izlemiştir. İradesine müthiş sahiptir, askere giderken kendisini şöyle ikna eder: “Nasıl olsa bunu yapmak zorundayım, o halde isteyerek ve severek yapayım.”

8. İslâmî çevrenin  ilk serüvencisidir. Bu çevreden Avrupa’yı otostopla dolaşan ilk  kişidir. Türkiye’de çok az kimsenin otostopla gezi yöntemini denediği bir dönemde, sırtında trendy bir çanta ve uzamış tıraşıyla az gider, uz gider… Büyük serüvenler yaşar.

9. Aşık olur, her kavruk Anadolu genci gibi sarışınları sever.  Ellerinde hep beyaz bir gül destesi vardır. Gözlerinde sisli puslu bir akşam… Sarışın bir yalanda burkulan yüreğini birçok yerde bırakır.

10. Edebiyat üzerine konuşmaktan, ideolojik nutuklarından sıkılır ve bu konuşmaların yapıldığı yerden hemen uzaklaşır.

Devamı: http://www.izdiham.com/cahit-zarifoglu-hakkinda-otuz-iki-tekmili-birden/

Bu haber toplam 948 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim