Ivan Illich kitabının adını ‘Sağlığın Gaspı’ koymuştu. “Sağlık hizmeti standart bir mala, bir ürüne dönüşmüşse; tüm acılar “hastanelik” olmuş ve evler doğum, hastalık ve ölümün konukluğunu istemez hâle gelmişse; insanların kendi bedenlerini anlayabilecekleri dil, bürokratik bir fan-fin-fona dönüşmüşse; hasta rolü dışındaki acı, yas ve iyileşme bir tür sapkınlık olarak etiketleniyorsa, sosyal iatrojenez (tüm sağlık hizmetlerinin yol açtığı hâdiseler) faaliyette demektir” demişti, mütevaffa İllich mezkûr kitabında!
Yani artık istediğiniz gibi gebe kalamıyor, doğuramıyor, bebeğinizi besleyemiyor ve büyütemiyorsunuz. Hatta istediğimiz gibi yaşayamaz ve ölemez duruma düşürüldük. Çocuğunuza aşı yaptırmazsanız, dayattıkları ilaçları kullanmayıp farklı yollar ararsanız, inanç ve geleceğinize göre beslenirseniz, düşman olarak telakki edilmeye başlanıyorsunuz.
Hatta hekimlik vasfının ‘h’si ile bile uzaktan yakından ilişkisi olmayan, Tabipler Birliği Merkez Konsey Üyesi bir “doctor”, İslam inancının en temel farzlarından biri olan oruçla alay ediyor, bin yıllık İslam yurdunda.
Aşının tarihini bilmeyenler; Osmanlı’nın tebaasına aşı uygularken aşıyı şeytan işi sayanların, modern aşı silahını dünyaya doğrulttuklarının farkında bile değiller. Afrika ve Asya’nın yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürerek zenginleşen, Haçlı seferleri ve / veya Endülüs sayesinde bilgi ve bilimle tanışan batı, devşirdikleri adamlarına bu İslam beldesinde aşı ve ilaç üretimini bitirttiler. Sonra çoğu Yahudi veya satanistlere ait firmaların insan neslini hiçe sayan yol ve yöntemleri ile ürettikleri aşı ve ilaçları dayatır oldular.
Devamı: http://www.gercekhayat.com.tr/yazarlar/bize-susup-kendi-cenaze-namazimizda-saf-tutmak-yakismaz/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.