• İstanbul 24 °C
  • Ankara 25 °C

Cengiz Anık: Modern Dünyanın ‘İlah’ı : Piyasa

Cengiz Anık: Modern Dünyanın ‘İlah’ı : Piyasa
Müslümanlar 1500 yıldır ilk defa, bu kadar ağır bir yükün altında. Ne yazık ki Müslümanların gözleri ve gönülleri “oyunda oynaşta”. Freud’ü bile çileden çıkaran lümpen burjuva gibi, inanç ve ibadetlerini bile, dünyevi heves ve hevaya ram etmişler.

Bunlar da insan, nefisleri var” diyesim geliyor ama artık, eşik bu eşik değil. 500 yıldır uyukladığımız otobüsten inme vakti geldi. İneceğimiz durak, bu durak.

Haçlılar hınçları, silahları, sadizmleri ile birlikte gelmişlerdi. Ama onların tanrısı bugünkülerin ‘ilah’ı gibi değildi. Bugünkülerin ‘ilah’ı “piyasa”.

Popüler yazılara yakışmayan soyutlamalara, akademik mülahazalara kendimizi kaptırmadan, Ricardo’yu odak alıp, ne demek istediğimizi en özlü haliyle anlatmaya çalışalım.

Modern ‘İlah’ “Piyasa”nın Vaz Ettiği Ahlak

Grek, Helen, Latin filozofları, başta Gazzali ile İbn Haldun olmak üzere Müslüman düşünürler, Ortaçağ filozofları; dünya nimetlerini insanın emrine amade kılan, kötülükleri yok eden, ahlaklı ve edepli donanımlar edinmek suretiyle kişileri değerli kılan insani gücün emek olduğu konusunda hem fikirdir. Klasik ekonominin kurucusu Adam Smith (1723-1790), İbn Haldun’u hemen hemen aynen tekrar ederek, emeğin en yüce değer olduğunu modern dünyaya tefsir etmiştir. Smith ile Haldun arasında tek bir fark vardır. Ekonomi ahlakı ile ilgili bu fark, iki farklı yaşam dünyasını tümüyle karakterize edecek kadar önemlidir.

Sanayi devriminin ‘homo economicus’una hayat veren Smith, döneminin ekonomik ilişkilerini meşrulaştıran ve ‘fizyokratlar’dan öğrendiği modern ekonomi ahlakını formüle edip çerçeveleyen metafizik üstadıdır. Akademik hayatına, ‘Ahlak Hisleri Teorisi’ isimli eserinin ders notlarıyla adım atmıştır. Smith’in, Fizyokratlardan esinlenerek formüle ettiği ekonomi ahlakının kökeni hedonizme dayanmaktadır. Formüle edilen ekonomi ahlakı, Greklerden Latinlere tevarüs eden ‘en yüce iyilik’ (summum bonum) tasarımının modern dünya için yeniden anlamlandırılmasından ibarettir.

Smith’in formüle ettiği bu ahlak anlayışına göre, bireylerin kendi menfaatlerini sürekli olarak iyileştirmeye eğilimli olmaları, doğalarında bulunan bir meziyettir. Bu meziyet gereği, insanlar, durmadan çalışıp çabalamakta, mal ile mülk sahibi olmaktadır. Bu meziyetin gerektiği gibi icra ve ifa edilebilmesi, bireylerin tam bir serbestiyet (liberty) içinde davranmalarına ve hazzı tetikleyen özgürlük (freedom) ortamına sahip olmalarına bağlıdır. Rasyonel bir varlık olan her insanın; zarar zuhur etmeden zararlı olanı bertaraf etmeye ve faydalı olanı daim kılmaya eğilimli olması, mevcut olumsuzlukları ortadan kaldıracak ve sonunda, her bir kişi için en iyinin elde edilmesi mümkün olacaktır. Herkesin en iyiye kavuşması, toplumun ve ülkenin de ‘görülmez bir el’ tarafından en iyiye nail olmasına vesile olacaktır.

Devamı: http://fikircografyasi.com/makale/modern-dunyanin-ilahi-piyasa

Bu haber toplam 215 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim