• İstanbul 14 °C
  • Ankara 22 °C

Cihan Aktaş: Ekmek kavgasını kim savunacak?

Cihan Aktaş: Ekmek kavgasını kim savunacak?

Görkemli projelerin arka planında yaşanan hak ve emek sorunları geçiştirilmesine seyirci kalacağımız sıradan olaylar değil. Günümüzde hemen herkes kendini uygar ve iyi bir insan şeklinde gösterebilir. Ne vakit ki beklenmedik, zorlu bir olay vuku buldu işte o anda verdiğimiz tepkide ortaya çıkıyor gerçek karakterimiz. Hakikaten alın teriyle geçinenlerin maruz bırakıldıkları şartlar karşısındaki tavrımız da ne kadar aksini iddia edersek edelim hayat görüşümüzü, ufkumuzu, ideallerimizi yansıtıyor.
Emeğiyle ağır işlerde çalışanlar sürekli asansör cinayetlerinde can veriyor. “Cinayet” diyorum, çünkü çoğu olayda asansörün bakımsız olduğu gerçeği bazen açığa çıkıyor bazen çıkmıyor. Yaşananların üstüne örtme ama aynı zamanda kayıtsızlık toplumsal ahlakı aşağı çekerken ahlakçılık yükselişe geçiyor elbette. Kanser hastası işçisini kovan şirket, “Herkesin başına bir sürü şey geliyor” diye savunuyor kendini. Kriz olsun olmasın öne çıkarılan hep işverenin amaçları, itibarı oluyor; dışarıya yansıyan böyle. Paranın ve itibarın kibriyle hareket edenler karşısında adaletten başka nereye sığınabilir ki canı yanan mağdurlar…
“Ekmek Kavgası”ndan Ken Loach filmlerine uzanan bir dizi kurgu beliriyor zihnimde… Madenlerde “yaşam odaları” olmadığı söylenmişti Soma’da, ölümden dönen işçiler tarafından; Üçüncü Havalimanı işçileri ise eylemlerinde “yaşam halatı” olmadan çalışmaya mecbur bırakıldıklarını anlatmaya çalıştılar. Kendileri için hayati bir konuda ve bardağın taştığı yerde attıkları çığlık yüzünden hainlikle ve başka şeylerle suçlandılar. Kimi acul kanaat teknisyenleri işçilerin değil patronların açıklamalarına kulak verdiler. Bununla yetinmeyip işçilerin yatakhanelerini istila eden tahtakurularından şikâyetleriyle alay eden yazılar yazdılar. Dahası neler olup bittiğine dair soru sormaya teşebbüs edenler hainlikle suçlandı. Sahi ne kadar ucuzladı hainlik? İşi belli bir tarihe yetiştirmekten başka maksadı olmayan patron veya yönetim işçiden olumsuz şartlar altında mucizevi bir çalışma bekliyor. Hâlbuki Emile Zola romanlarını andıran çalışma şartlarına itiraz edenlerin sesine kulak verilseydi, eylemler duracaktı. Beri taraftan hâlâ bu eylemlerden sorumlu tutulan işçilerin bir kısmının tutukluluğu devam ediyor. İlginç bir suskunluk sarmalı da yok değil. 

Devamı: http://www.gercekhayat.com.tr/yazarlar/ekmek-kavgasini-kim-savunacak/

Bu haber toplam 465 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim