• İstanbul 12 °C
  • Ankara 10 °C

Cihan Aktaş'tan: Yanlış zaman, doğru cümleler

Cihan Aktaş'tan: Yanlış zaman, doğru cümleler
Bir cümle kurmanın, meramını anlatmanın değilse de dinletmenin zorlaştığı zamanlardayız. Siz ne yazarsanız yazın, karşınızdaki kendi ezberindeki alfabeyle anlıyor.

Revaçta olan kazıma yöntemleriyle farklı içerikler yükleniyor bir cümleye. Kişisel tarihinizin birikim ve tecrübelerini sıfırlayan genellemelere zorlanırken tuttuğunuz tarafa göre alkışlanıyor veya dışlanıyorsunuz. Okumalar, yorumlar kısa süreli, sabun köpüğü misali, uçucu.

Bir kez daha 90’lara döndüğümüzü öne sürüyor kimi yazarlar. Kimi yazarlar ise daha kötüsünün 80’lere dönme işaretleri olduğundan söz ediyor. Bağlantı kurma çabasını önemli bulmayan yorumlar, günü kurtarma sürati içinde abartıdan medet umuyor. 1970’leri hatırlayanlar, daha dikkatli cümleler kurma ihtiyacı duyuyorlar.

Bazen çok sade, yürekten söylenmiş bir cümleye ihtiyaç duyuyoruz, hâlâ umut duyabildiğimiz için aptallıkla suçlanmayalım diye. Peşinde koştuğumuz o cümleyi kimin kurmasını bekliyoruz? Edebiyat medya tarafından gösterildiği oranda var veya yok sayılıyor hali hazırda, bu da öyle ülkemize özgü bir hal değil. (Deleuze 1980’lerde haberini vermişti bu kaymanın). Tersine bizde Sovyetik bir seçkincilik anlayışıyla başarısı garanti edilmiş bir yazarlar sınıfı olduğundan söz edilebilir. Bu garanti yazarlık direncinin arttığı anlamına gelmiyor. Yanlış ülkede yaşıyor olma düşüncesiyle ülkeyi terk etmekten, artık yazı yazmayı bırakmaktan söz eden yazar ve sanatçılarımız hiç eksik değildi zaten. Yazarlık büyük ölçüde kişisel tutkuyla gerçekleşebilir bir uğraşıyken ülkemizde, meslekler hanesine katılamamışken, samimi olarak yazmanın zorlaştığı zamanlarda kim, nasıl kuracak bize en gerekli olan cümleyi?

"Çığırından çıkmış bir zaman bu" demişti Hamlet. Bütün dönemlerin şikayetini dile getirmişti yani. Cümle kurma, kurulmuş cümleleri sorgulama konusundaki titizlik de sıradanlaşan bir yıpranma sebebi: Sizi değil de sizdeki kendi ideolojisini kâle aldığını anladığınız insanların gönlünüzde oluşturduğu yaraları hangi cümleler onarabilir?

Bir sınav biter, diğeri başlar; hayat işte böyle ilerlemez mi? Kırpılıp biçilmiş bir coğrafyada yaşıyoruz. Aceleci dikişlerin sebep olduğu cerahat ve kanamalarla sürüyor hayatımız. Bir arada yaşama muaşeretini tazeleyen ve güçlü kılan sebepler üzerine yeniden düşünmeye mecburuz. On yıl arayla yaşatılan şoklara karşılık bir dengesi, kavrayışı, bilgeliği var sokaktaki insanın. On yıl askeri darbelerin ve faili meşhul tedhişinin rutini. Toplum işte bu “temel tasarım”la iki kampa ayrılmaya zorlayan siyasi gerginliğe karşılık hafızasına sahip çıkıyor, gündelik hayatın sesleri barıştan yana koyuyor tavrını.

Coğrafyamız işte bu gerçeklerle malul, peki tarihimiz nasıl tarif edilmeli?

Adalet Ağaoğlu, yazarlık alanında gösterdiği sebatı önemsediğim bir yazar. Kendisiyle yapılan bir röportajda “Yanlış tarihlerin bireyi” olduğunu belirtmiş. “Ben vaktin eğrisi doğrusu yoktur derim, bir dost kişi varsa gecede o benim” demişti ya Frost, onu hatırladım okurken. Dönemine kendini yabancı hissetmek ne tuhaf ne de istisnai bir hal. Bizatihi yazabilmek için o gariplik duygusuna muhtacız. Bir de ihtiyaç duyulan doğru cümleyi tam zamanında kurma veya kurmama meselesi yok mu? Ağaoğlu 2000’lerin başlarında doğru cümleyi kurabilmiş bir yazar. Aynı cümle bir on yıl sonra unutulur hale gelmişse, dönemin tecrübelerini de ekleyerek yeniden kurmak gerekmez mi? Hayır, bir önceki cümleye dönemeyiz, arasından bazı kelimeleri seçip “yine barış” desek bile.

“Biz hiç normalleşemeyecek miyiz, diye soruyor bir genç kız, Twitter’da.Paradigmalar karıştı. Kim hangi siyaset adına konuşuyor ve yazıyor, anlamak güçleşiyor sıklıkla. Olguları tanımlama iddiasındaki birçok metin tarihi olayları yorumlama konusunda kusurlu. Geçmiş dönemleri iyi okumamaktan ibaret de değil mesele, bu dönemler arasında bir bağ kurup çözümleme yapmayı başaran metinlere nadiren rastlayabiliyoruz.

Devamı için: http://www.dunyabulteni.net/yazar/cihan-aktas/20333/yanlis-zaman-dogru-cumleler

Bu haber toplam 448 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim