• İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C

Cins dergisi geldiği noktada ne kadar başarılı?

Cins dergisi geldiği noktada ne kadar başarılı?
Cins dergisi hakkındaki fikirlerimin olgunlaşması için 4 sayı beklemek gerekti. Geldiğim noktada ise hâlâ kafam biraz karışık, dergi hakkında tam bir yargılamada bulunmak zor. Deniz Baran yazdı.

 

Ocak ayının geçişiyle beraber Cins dergisinin 4. sayısını geride bıraktık. Eminim ki bu 4 ay içinde –hatta bana kalırsa daha ilk sayısında- bu derginin ismini birçoğunuz duydu, duyanların da birçoğu öyle veya böyle dergiyi eline aldı. Ne de olsa hatırı sayılır bir gürültü ile çıkmıştı Cins dergisi; hem çıkış mottosu ve sloganları alışılmadıktı, hem yazar kadrosu bizlere çok aşinaydı, hem de Yeni Şafak grubuna ait bir dergi olarak kendini tanıtma imkânı yakalamıştı. Nitekim bendeniz de tüm bu faktörlerden ötürü bizim camianın birçok genci gibi dergiyi heyecanla beklemiş ve ilk sayı çıkar çıkmaz dikkatle okumaya başlamıştım. O günden bugüne çıkan dört sayının biri hariç hepsini özenle okudum. Dünya Bizim’de Cins dergisi hakkında bir iki kelâm yazmak bana düşmüş oldu o hâlde.

Dergi incelemek konusunda asla ve asla bir “profesyonel” okuyucu tavrına girme durumum yok, bunu öncelikle söyleyeyim. Sadece bir derginin istikrarlı ve özenli okuyucusu olmak ile ara ara yazarlık yapıyor olma sıfatlarını birleştirmektir ortaya çıkardığım. Daha önce Din ve Hayat dergisi hakkında yazarken bunu ilk kez yapmıştım, Cins için ikincisi olacak. Velhasıl hissettiğim, görebildiğim ne ise onu ortaya döküyorum; ne bir gizli niyetim olacaktır ne de her yorumumun arkasında kuyruğu dik tutmak için ısrarla duracak bir inadım. Cins dergisi hakkındaki yazım da böyle ele alınsın.

Cins dergisi hakkındaki fikirlerimin olgunlaşması için 4 sayı beklemek gerekti. Dergiyi çıktığı vakit incelemek daha zamanında olacak olsa da sırf ilk sayıdan yola çıkıp bir şeyler yazmaktansa böylesi daha iyi gözlem fırsatı verdi şüphesiz. Geldiğim noktada ise hâlâ kafam biraz karışık, dergi hakkında tam bir yargılamada bulunmak zor. Mühim artıları ve mühim eksileri var benim nezdinde. Bu sebeple bu değerlendirme yazısına başlamadan önce de kafamı toparlamak için bir hayli uğraştım, yetmedi başkalarının yorumlarına göz gezdirdim. Baktım, tam olarak birtakım yargıları ortaya koymak tam içime sinmeyecek, o zaman direkt kafamdakileri sentez etmekle, kendimi yıpratmadan, tartışmacı bir anlatımla, yani artıları bir yanda eksileri bir yanda tutarak yazımı inşa edeyim dedim.

Cins dergisinin içerik olarak farklı olduğunu iddia ettiği durum ne?

Cins, içerik olarak farklı olduğunu iddia etse de şeklen bu yıl yayın hayatına giren birçok “yaşam-kültür-siyaset-fikir…” eksenli dergi ile benzerlikler taşıyor. İster istemez sıradan okuyucu “acaba bu tesadüf mü yoksa farklı frekanslarda, farklı camialardan yayın yapan bu dergilere cevaben şu an mı yayın hayatına girdi” diye soruyor. Cins’i çıkaranların buna cevabı “Hayır.” Niyet okumak zor olduğu için biz de bu cevapla yetiniyoruz.

Cins’in bir önceki paragrafta şeklen benzettiğimiz dergilerle bir diğer ortak yanı da kendi camiasından birçok kaydadeğer yazarı bünyesinde toplaması. Her biri her sayıda yazmıyor belki ama daha ilk 4 sayıda birçok kıymetli yahut söyledikleri takip edilen isim birer eser bıraktılar dergiye. İsmail Kılıçarslan’ın dışında Melih Tuğtağ, Selahattin Yusuf, Tarık Tufan, Yıldız Ramazanoğlu, Fikri Akyüz sayabileceğimiz onlarca isimden bazıları. Bilhassa da gençlik arasında (ekseriyetle de sosyal medya mecrasında) bilinen bazı isimlerin dergi kadrosunda yer aldığını görmek ilgi çekici.

4 sayıdır gerçekten oldukça ilgi çekici kapaklarla çıkan Cins dergisinin içerik olarak farklı olduğunu iddia ettiği durum nedir peki? Bunun cevabını da derginin genel yayın yönetmeniİsmail Kılıçarslan veriyor: "Cins, birinci sınıf bir kültürün, birinci sınıf bir düşüncenin, birinci sınıf bir duyarlılığın dergisi olmak için yayında. Kültür, medya üzerinden de üretilen bir olgudur artık günümüzde. Bizim en büyük kavga alanımız ve derginin başat fikirlerinden biri, Türkiye'de Kemalist beyazların oluşturduğu kültürel iktidarla mücadele etmek. Diğer taraftan birinci sınıf kültür ürünlerini, edebiyatı, düşünceyi de insanlara aktarmayı düşünüyoruz. Aslında kültürel üstünlük bir mitoloji gibi ilerler. Terör geçmişi olan bir hareketi, barış havarisi yapabilecek söylem ve ortamı üretebilir. Bunun için kültürün psikolojik üstünlüğü gereklidir. İşte Cins, bu psikolojik üstünlüğü ele geçiremese bile geriletmenin derdindedir. Gerilettiğin şeyi, her an yenebilirsin de. Neticede Mağribli çocukların Paris'i yakabilme imkânlarını savunmaktır Cins. Verili kültürel iktidar diline karşı tüm satırlarıyla savaşan bir mevzi dergisidir. Başkaca bir derdimiz yoktur."

Evet, Kılıçarslan benim 4 sayı sonundaki gözlemim itibariyle haklı. Cins dergisi gerçekten “verili kültürel iktidara” karşı kaydadeğer bir cephe almış durumda. Bunu içeriğiyle uyguluyor, sözünü sakınmıyor. Derginin zafiyetleri, eksiklikleri, üslubu ne olursa olsun sırf kendisine edindiği bu misyon büyük bir yük ve net olarak “gerekli”. Bu yükün altında ezilip ezilmemek, misyonunun hakkını verecek bir birikim ortaya koyabilmek elbette Cins’in elinde. Ancak salt ortaya çıkış sebebi bağlamında ele alırsak dergiyi, böyle bir kalkışmaya pek rastladığımız söylenemezdi (en azından benim gibi genç olanlar açısından) ve böyle bir girişim izlemeye değer. Şayet misyonun içini gerçekten doldurabilirlerse pekâlâ yeni bir fenomen olabilir, çok şeyi etkileyebilirler.

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/23037/cins-dergisi-geldigi-noktada-ne-kadar-basarili.html

 

Bu haber toplam 815 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim