• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

D. Mehmet Doğan: Karton kantonun Danton’u!

D. Mehmet Doğan: Karton kantonun Danton’u!
Şah Süleyman operasyonunun başarılı olduğunu nereden çıkarabiliriz? ”Bizim sayemizde başarılı oldu” diyenlerden!

Şah Süleyman operasyonunun başarılı olduğunu nereden çıkarabiliriz? ”Bizim sayemizde başarılı oldu” diyenlerden!

Dünyanın en besili teröristleri Kandil’de mukim…Bu kanaatim ismi lâzım gelmeyen Kandil sakininin açıklamalarından sonra pekişti. “Şah Fırat” operasyonu ona göre, “tamamen tartışılmış, konuşulmuş ve karşılıklı çıkarlar temelinde ortak bir plan doğrultusunda uygulanmış bir harekat” imiş… 

“Hani sinek küçüktür ama mide bulandırır” diye bir atasözümüz var ya, mevzubahis olan küçük değil, aksine bayağı cüsseli, yani zaten mide kaldırıcı!  

Hükümet açıkladı ya, “Bütün taraflar bilgilendirildi, kimsenin izni ve onayı alınmadı” diye. Semiz teröriste göre, güya, Kobani (Aynelarap) Kantonu yönetiminin izni alınmış, PYD, YPG ve kanton yetkilileri de kendi aralarında yaptıkları uzuuun tartışmalar sonucu Türk Devleti’nin teklifini uygun görmüşler… Böyle bir zamanda uzun tartışmaya nasıl vakit bulabilmişler, hayret doğrusu. Haber alındıktan sonra uzun tartışmalar yapılmışsa eğer, o tartışmalar bittiğinde, operasyon da tamamlanmış olmalıdır!

Türk Devleti daha fazla askeri güç ve zırhlı araç getirmek istiyormuş ama YPG ile yapılan anlaşma sonucu askerî güç ve araçlarda azaltma yapılmış. YPG, “Biz varız, bu kadar fazla askere ve zırhlı araca gerek yok” diyerek sayının düşürülmesini istemiş, Türkiye de uygun bulmuş.

Semizyılan’ın ne söylediğinin farkında olmadığı burada iyice ortaya çıkıyor: “YPG biz varız, fazla güce ihtiyaç yok” diyormuş. Yani, “bizi de kendi gücünüz bilin” demektir bu. Öyleyse, mesele ne?  

“Peki sen hiçbir merciden yardım ve izin talep etmediysen, nasıl savaş sahası olan bir alana bu kadar güçle gittin ve bir de geri çıktın, geri geldin? Hem de bir tek mermi atılmadan. Bu nasıl mümkün olabildi?” Göbek çevresi bir hayli geniş olan Semizyılan burada bayağı genişlemesine fikir yürütüyor. “Savaş sahası olan bir yere nasıl girdin?” diyor. Bu topraklarda düşman algısı uyandıracak bir kuvvet oraya girmiyor ki. Oranın tabii bir unsuru elini kolunu sallıyarak hedefe doğru ilerliyor. Kendi iddiasına göre, türbeye 3 kilometre mesafeye kadar sahada hakimiyet onlarınmış. Ondan sonrası. DAİŞ’in mi? Peki TSK unsurları oradan nasıl geçti? Neden onlar silahla engellemeye çalışmadı? 

Sonraki beyanlarından Semizyılan’ın bir hayli kahinlendiği anlaşılabiliyor: “Sen Kobanê şehir merkezinden geçmişsin, 33 km yol gitmişsin, onların güvenlik kuvvetleri sana eşlik etmiş, yol açmış, yardım sunmuş.” 

Sonra türbenin geçici yeri ile ilgili bir teröriste değil, hukukçuya uyar sözler söylüyor: “Türk devlet yetkilileri, PYD ve Kobanê Kanton yetkilileriyle Eşme’ye türbeyi yerleştirmeyi konuşmuşlar mı konuşmamışlar mı bilemiyorum. Fakat kendilerine oranın uygun olduğunu söyleyenlerin, orayı verenlerin veya kendilerinin, o toprak sahiplerine bir şey danıştıklarını sanmıyorum. Orası Kürdistan halkına ait bir toprak parçasıdır. Süleyman Şah Türbesi’nin önceki yeri olan Karakozak’ı Suriye Devleti vermiştir. Daha önceki yeri olan Caber Kalesi ise daha aşağıdadır. Ama Eşme Köyü, Kobanê Kantonu’nun bir parçasıdır. Hatta bazıları, “orası YPG’nin elinde değil, öyle boş bir yer, biz gidip kendimize bulmuşuz” diyor. El İnsaf! Daha 10 gün önce YPG o sırtı çatışarak, kan dökerek kurtardı. Madem başkasının toprağına gelip tesis kuracaksın, o zaman biraz mütevazı yaklaşırsın. Ama bunu yapmıyor, ‘Orayı bıraktık, burayı tuttuk’ diyor. Sanki babasının malı! Bir kere bunun özel mülkiyeti vardır; yaptığın uluslararası hukuka, özel mülkiyet hukukuna aykırı bir şeydir. Bu konuda Kobanê’deki kanton yetkililerinin nasıl bir oluru olduğunu veya hangi temelde söz verdiklerini bilmiyoruz ama o arazinin sahiplerinin mağdur duruma düştükleri çok açıktır.”

İşte böyle o hikayat! Özel mülkiyeti biliyor, mağduriyeti biliyor, devletler hukukunu biliyor. Demek ki, Kandil Hukuk’tan mezun olmuş! 

Devletler hukukunu biliyorsan, Suriye toprağında nasıl oluyor da Kanton kuruyorsun? Yoksa Esed size cevaz verdi mi? Özel mülkiyet meselesinde bu kadar hassassın, Aynelarap’daki Arapların, Türkmenlerin özel mülkleri konusunda ne yaptın? 

İşin özeti: Bir belirsizlik anında kendi kafandan kanton ilan etmişsin. Hiç bir çıkışın yok. “Türkiye bize sınır açsın, alışveriş yapalım” diyorsun. Ne alacaksın, neye karşılık? Demek ki, Türkiye sana değil, esasen sen Türkiye’ye muhtaçsın. Diyelim ki Türkiye sınır geçişine izin vermedi. Ne yapacaksın? Ne yiyip ne içeceksin. Aynelarap şu anda harabe halinde, nasıl imar edeceksin? Hayatı tekrar nasıl normalleştireceksin? 

Türkiyesiz mümkün mü? 

Adam karton kantonun Danton’u rolünde. Hani Fransız ihtilalinin meşhur jakobenlerinden Danton… Bu semizler de güya ihtilalci ve devrimci ya…Yine de Danton’dan özür dilerim, benzetmemden alınmış olabilir!

25.02.2015 Vahdet Gazetesi 

Bu haber toplam 509 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim