• İstanbul 13 °C
  • Ankara 10 °C

D. Mehmet Doğan: “Resmin bütününe bakınca inkılâp tarihi efsaneleri tarümar oluyor!”

D. Mehmet Doğan: “Resmin bütününe bakınca inkılâp tarihi efsaneleri tarümar oluyor!”
Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı D.Mehmet Doğan TYB Konya Şubesi’nin 08.02.2020 tarihinde düzenlediği konferansta Milli Mücadele’nin Cumhuriyet’in ilanıyla neticelenen serüvenini anlattı.

Yılın ‘Fotoğrafın Bütününe Bakabilmek’ konulu ilk konferansında Doğan, İngiltere’nin Osmanlı Devleti’ni yıkma, Hilafeti ortadan kaldırma planını Türklerle doğrudan savaşmayıp Yunanlıları öne sürerek gerçekleştirme yolunu seçtiğini iddia etti.

KÖSEOĞLU: SÖZ BİR TOHUMDUR

Açış konuşmasını yapan TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu, “20 yıldır belirlediğimiz takvime uyarak, mütevazı ama anlamlı yürüyüşümüzü sürdürüyoruz. TYB şâşâdan, debdebeden uzak ama Türkiye’nin düşünce ve edebiyat tarihine not düşmek için 42 yıldır yol alıyor. Söz uçar, deniyor, fakat aslında söz bir tohumdur, yeşeriyor, filiz veriyor” dedi.

ARICAN: KONYA MÜSTESNA BİR ŞEHİR

TYB Genel Başkanı Kâzım Arıcan da selamlama konuşmasına, Konya Şubesi’nin yeni yönetimini kutlayarak başladıktan sonra prensiplerini anlatarak “Mutlaka şube açalım diye bir çabamız yok. Şehrin kültür sanat hayatına katkı yapacak bir ekip varsa bu şekilde şube açmaya karar veriyoruz” dedi.

Faaliyetleri Anadolu’ya yayma gayretinde olduklarını da kaydeden Arıcan, “42 yıldır bu meşale mütevazı bir şekilde ülkemizin kültürüne katma değer sağlamaya gayret ediyor. 38 yıldır da tevdi ettiğimiz etkin bir ödül törenimiz var. Bunu Anadolu’nun güzel şehirlerine de icra ettik ama henüz Konya’da icra etmedik. Bu sene inşallah bu büyük ödül törenini Konya’ya yapmayı düşünüyoruz. Konya müstesna bir şehirdir” diyerek sözlerini sürdürdü.

Kitap hediye etmenin önemini de anlatan Arıcan konuşmasını “Bir kitap hayat değiştirebiliyor. Muhammed İkbal’in kitabını okuduktan sonra arayışa girip Konya’ya gelen ve Müslüman olup Havva adını alan Fransız Eva de Vitray-Meyerovitch buna güzel bir örnektir.  Bu sebeple hediyeleşmeleri mutlaka kitap olarak yapmalıyız” diyerek tamamladı.

 

DOĞAN: MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ DOĞRULARIYLA GÜNDEM OLMALI

TYB Şeref Başkanı Doğan konuşmasında “Milli Mücadele döneminin, doğrularından ziyade uydurulmuş haliyle” gündemimizde yer aldığına dikkat çekerek başladı. Konuyla ilgili çok kalabalık bir literatür bulunduğuna vurgu yapan Doğan “Yazılan yüzlerce kitap var ama gerçeğin kenarından geçen bile çok az. Aynı masallar, hikâyeler sürekli anlatılıp duruyor” diye konuştu.

CUMHURİYET ÖNCESİNİ İYİ BİLMEZSEK OLMAZ

Millî Mücadele üzerinde uzun yıllar çalıştığını anlatan Doğan, yakın tarihin doğru anlaşılabilmesi için Cumhuriyet öncesinin de iyi bilinmesi gerektiğine işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü, “Zaman akışı içinde olaylar dikkatle okunduğu zaman, bize efsane olarak anlatılan birçok konunun mahiyeti değişiyor. Mesela meşhur efsane nedir? ‘Mustafa Kemal Paşa İstanbul’dan kendi iradesiyle yola çıktı, Hükümeti, Damat Ferit’i atlattı, İngilizler peşine düştü, Bandırma gemisi arızalıydı, pusulası dahi yoktu’ gibi şeyler… Falih Rıfkı Mustafa Kemal’in muharriridir. O böyle anlatır da hikâyenin böyle olmadığına dair o kadar çok bilgi, malumat var ki, bunların hiçbiri kaale alınmıyor. Modern dönemlere mahsus bir masal üretiliyor.”

NUTUK MUSTAFA KEMAL’İN KENDİNİ MÜDAFASIDIR

Mustafa Kemal’in 1927 yılında CHP’nin Genel Kurulunda meşhur Nutuk’u okuduğu anlatan Doğan “Bu okuma 5-6 gün sürdü. O metin aslında bir taraftan da kendi müdafaası, diğer taraftan kendi tarihini yazmasıdır. Nutuk’a göre Samsun’a kendi iradesiyle çıkmıştır. Fakat daha önceki beyanları dahi böyle olmadığını ortaya koyuyor. 1919’da Erzurum’da memuriyete başladım, Ankara’da ise 1920’de işe başladım diyor.”

MUSTAFA KEMAL ÖZEL OLARAK SEÇİLMİŞTİR

Samsun yolculuğu öncesini de değerlendiren Doğan, “Osmanlı merkezi Mondros’tan sonra, ‘nasıl sonuç alıcı bir yol takip edelim, ne yapalım da kötü bu durumdan kurtulalım’ diyerek birtakım şeyler yapmaya çalıştı. Genç ve muktedir bazı kumandanları Anadolu’ya göndermek de bu fasıldandır. Anadolu’ya ilk olarak gönderilenlerden biri Tuğgeneral Ali Fuat Cebesoy, diğeri Kâzım Karabekir, bir diğeri de bir dönem Konya’da da görev yapan Mersinli Cemal Paşa’dır. Mustafa Kemal belki en sonra gönderilendir. Vahdettin de bu ‘Ben genç ve işe yarar kumandanlarımı hep Anadolu’ya gönderdim’ diyor. Mustafa Kemal’in özel olarak gönderildiğine dair bilgi ve belgeler de var” dedi.

İNGİLİZLERİN PLANINI BOLŞEVİKLER İFŞA ETTİ

Osmanlı Devleti’nin kendisine bir çıkış yolu ararken Birinci Dünya savaşının galibi hasımlarının da bazı planlar içinde olduğunu ifade eden Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“İngiltere bir paylaşım planı uyguluyordu. Rusya, Fransa ve İtalya ile birlikte. Osmanlı topraklarından en mühim payı Rusya alacaktı (Boğazlar ve Kuzeydoğu Anadolu). Fakat Rusya’da devrim oldu. Bolşeviklar, bu gizli paylaşma anlaşmalarını ‘İslam Aleminin Emekçilerine’ başlıklı bir beyanname yayınlayıp ifşa ederek tanımadıklarını açıkladılar. Böylece empeyalist paylaşım planları deşifre oldu.”

OYUN KURUCU İNGİLTERE İDİ

Yaklaşık 200 yıldır Dünyanın asıl aktörünün İngiltere olduğuna işaret eden Doğan “İngilizler Dünyanın en büyük sömürge gücüydü. 19. Yüzyılda Hindistan’ı, Asya’nın ve Afrika’nın verimli bölgelerini sömürgeleştirip kontrol altına alarak Dünya’nın hükümran gücü oldular. Oyun kurucu İngiltere’ydi. 1820’li yıllarda Rusya’nın güçlenmesi ve sıcak denizlere doğru genişlemesini durdurmak için Osmanlı’yı ayakta tutma politikası takip ettiler. Ancak Sultan Abdülhamit’in takip ettiği siyaset, Osmanlı’nın canlanma, dünyada etkili olma dönemiydi. İngilizler de bu defa Osmanlı’yı önlemek için 1890’lı yılların sonunda strateji değişikliğine gidip, Rusya’yı da işin içine alan Osmanlı topraklarını paylaşma planını ortaya kodu. Gaye Osmanlı Devleti’ni paylaşıp İslam dünyasının merkezini çökertmekti. Savaş sonrasında buna fırsat buldular” şeklinde konuştu.

İTTİHATÇILAR AVRUPADA YÜZ BULAMAMIŞTI

Birinci Dünya savaşı öncesinde, İttihatçıların ittifak aradığı Avrupa başkentlerinde kabul görmediğini anlatan Doğan, “Onlara da ittifak edilebilecek tek güç Almanya kaldı. O günlerde şimdiki F 35’e benzer bir şey de oldu. İngilizler parasını verip sipariş ettiğimiz gemilerimizi vermedi” dedi.

MİLLİ MÜCADELE’NIN MUHTEVASI  LOZAN’DA DEĞİŞTİ

Mehmet Âkif’in İslâm Şairi olarak Ankara’ya davet edildiğine vurgu yapan Doğan, “Mücadele dinî bir muhtevada yürütüleceği için Mehmet Âkif’e ve çevresine, Anadolu’da meydana getireceği heyecana ihtiyaç vardı. Milli Mücadele sürecinde bu muhteva sürmüştü ama Lozan müzakereleri belli seyre gelince bu muhteva da değişti” diyerek devam etti.

Mustafa Kemal’in Balıkesir’deki cami konuşmasının cuma hutbesi olmadığını, o konuşmanın salı günü yapıldığını ifade eden Doğan, camiler Milli Mücadele’nin harekat merkezi, tekkeler destek sağlayan yerlerdi. Lozan’da emperyalistlerle anlaşma Milli Mücadele’de bize güç veren unsurların, kurumların geri plana itilmesi ve itibarsızlaştırılması ile sonuçlandı” tespitinde bulundu.

ERZURUM’DA CUMHURİYET ÖNEREN İNGİLİZ

Mustafa Kemal’in daha önceki konuşmalarında cumhuriyet sözünü etmediğine dikkat çeken Doğan, “O dönem Erzurum’da İngiliz Yarbay Ravlinson Kâzım Karabekir’i ziyaret etti ve ‘Cumhuriyet ilan edin, size her türlü desteği verelim’ deyince Kâzım Karabekir buna tepki gösterdi. Sonra da Mustafa Kemal’e telgraf çekip durumu aktardı. Mustafa Kemal de Karabekir’in verdiği cevabı doğru bulduğunu ‘gayelerinin vatanı, milleti, İstanbul’u, hilafet ve saltanatı kurtarmak olduğunu belirtti.

İNGİLİZLER PADİŞAHI DESTEKLEMEDİ

İngilizler Padişahı, İstanbul hükümetini desteklediği iddiasının gerçek dışı olduğuna ifade eden Doğan “Padişahı destekliyor görünmek dahi padişahın lehine değildi. Zaten desteklemiyor, destekler gibi görünüyorlardı” dedi. Bu bir İngilizi oyunu idi.

İNGİLİZLER BİZE KARŞI CEPHEDE YOKTU

İngilizlerin kurdukları oyunda kendi askerlerini cepheye sürmediğine işaret eden Doğan “Gerek Fransız gerek İtalyanlar da cephenin ateş hattında bulunmadılar. İngilizler Yunanlıları savaşa teşvik etti. Onlar da Anadolu’ya kendi iradeleriyle gelmedi. Yunan Kralı Alman asıllıydı ve Alman İmparatorunun da akrabasıydı. Başbakan Venizelos’la aralarında müthiş bir çatışma vardı. İngilizci Venizelos Atina’ya terk edip Selanik’te hükümet kurmuştu” dedi.

Yunanistan’ın Anadolu macerasının akıbeti önceden belliydi. Zaferi kimin kazanacağından şüphe yoktu. Yunanistan’ın bütün ordusu Anadolu’ya çıkarılsa dahi sonuç değişmezdi. Afyon’daki büyuk taarruzda Yunan ordusunda  sadece, bir tuğgeneral vardı. Güya onun rütbesi artırılmış, başkumandan yapılmıştı. Halbuki Trikopis, ancak 1926’da tümgeneral olabilmiştir.  Bizim ordumuzda biri mareşal on tecrübeli, savaş görmüş paşa vardı. Bizim profesyonel ordumuz karşısında Yunan ordusu çok amatör kalıyordu.”

MUSTAFA KEMAL’İN TASFİYE HAREKATI

Mustafa Kemal Paşa’nın Cumhuriyeti ilan edip birtakım inkılapları da tamamladıktan sonra, bilhassa ittihatçıların kendisiyle rekabet edebilecek potansiyele sahip olduğunu düşünerek bir tasfiye hareketi yaptığını ifade eden Doğan “İzmir suikastı buna bir örnektir. Evet, böyle bir suikast olmadı ama tertip olduğu anlaşılıyor. İttihatçıların önemli isimleri; Dr. Nazım, Maliye Nazırı Cavit Bey gibi önemli şahsiyetler İstiklâl Mahkemeleri marifetiyle ortadan kaldırdı” dedi.

KERKÜK VE MUSUL ASLINDA LOZAN’DA VERİLDİ

Musul’un İngilizlere Lozan’da verildiğini söyleyen Doğan, “Lozan’da İngilizler plebisit yapalım diyerek klasik bir müzakere taktiği uyguladı; Kerkük’ü Musul’u orada vermemiş gibi olduk.

FİLİSTİN’E TERMİNAL DEVLET KURDULAR

“Osmanlı sistemi sürdürülebilir olsaydı İslam dünyası bu hale gelmezdi” diyen Doğan, “İngilizler Filistin’e terminal bir devlet kurdu, emperyalistler oradan İslâm dünyasını tarumar ediyor. Hilafet siyasi bir kurumdur. Gücünüz yoksa hilafeti sürdüremezsiniz. Mustafa Kemal de o gün hilafeti sürdürecek gücü görmedi. Hilafet arkasında güç yoksa laftan ibaret olurdu. Millete yalan söylemeye gerek yok, İngilizler hilafetin h’sini bile istemiyordu, o yüzden kaldırıldı. Sürdürülebilir miydi, o ayrı fasıl” diyerek sözlerini tamamladı.

Program sonunda TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan’a günün anısına plaketini Eski Konya Milletvekili Halil Ürün verdi. TYB Genel Başkanı Musa Kâzım Arıcan, TYB eski Başkanlarından İbrahim Ulvi Yavuz ve Konya eski Milletvekili Mustafa Kabakçı’nında katıldığı program hatıra fotoğrafıyla tamamlandı.

4-038.jpg3-053.jpg2-046.jpg5-025.jpg6-012.jpg71198f9c-e695-40ed-ad52-0a11f363c18d.jpg

Bu haber toplam 1345 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim