• İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C

Dedemin Bahçesi

Dedemin Bahçesi
Serkan Üstüner yazdı.

Arabada ağır ağır ilerliyoruz. Her hafta sonu, hafta sonu denmez aslında ya Cumartesi ya Pazar günü. Haftadan haftaya değişen bir vakit. Bu zamanın değişmesinin bir tek nedeni var babamın izin günleri. Babamın izin günü yok aslında. İzin gününde insanlar dinlenir babam hepimizi toplayıp dedemin bahçesin götürüyor.

Dedemden kalma yadigara doluşuyoruz. Arabanın ön camı çatlak, şoförün yanındaki yolcu penceresinin de camı zor bela açılıyor. Ağır ağır ilerliyoruz. Babam sürekli aynı türküyü çalıyor arabada. Kırmızı Gül demet demet. Bir yandan da mırıldanırken arabadaki ağır havaya bakıyorum da bir şey anlamıyorum. Galiba babamın gözüne sürekli toz kaçıyor. Arada babaannemin gözlerine de değiyor toz. Çünkü babamın gözüne toz kaçsa babaannemin de gözüne toz kaçar. Halamın bana pazardan aldığı çıngıraklı çemberi çeviriyorum elimle. Dedemin bahçesine varınca yolda da çevireceğim.

Evimizden biraz uzakta yapmışlar dedemin bahçesini. Yolda biraz yoruluyorum ama imdadıma ışıklarda bekleyen simit ve su satıcıları yetişiyor. Bir yandan simidimi kemirirken araba yokuşun başında duruyor. Yan taraftaki arsada köpekler bize bakarken babam bagajdan çıkardığı kemikli tavukları önlerine boşaltıyor. Az önce bizi yemek için hırsla bakan köpekler birer kediye dönüşüyorlar. Elimde çıngıraklı çember koşuyorum. Babam arkamdan bağırıyor

- Düşeceksin, yavaş.

Yavaşlamıyorum ama düşmüyorum da. Her yerde çam ağaçları var. Burada bazı bahçeler mermerden bazı bahçeler de topraktan. Dedemin bahçesi hepsinden güzel. İçinde menekşe, yediveren kırmızı gül ve mayıs ayında açan laleler var. Ben elimde çember koşuyorum, yerden toprak alıyor, halamın Heidi’ye benzeyen kızına veriyorum o da dedemin çiçeklerinin dibine döküyor.

O gün başka bir şey var sanki. Rüzgar fazla esmiş olmalı ki, babamın gözüne toprak  çokça kaçmış. Bu durumlarda babaanneme bakarım. O elindeki poşetten bu kez Yasin-i Şerif yerine bir kitap çıkartıp, dedeme gösteriyor. O an toprak bir anda rüzgarın sırtına binmiş uçarak babaannemin gözüne misafirliğe geliyor.

Beni çağırıyorlar ‘Gel dedene el salla’ el sallayıp, vazifemi yerine getirmiş bir asker memnuniyetinde bahçeler arasında koşuyorum.

Her insanın bir müddet sonra bahçesi olacağını şimdilik bilmiyorum ama dedemin bahçesinin yan tarafına babamın neden papatya ektiğini bir tek ben biliyorum.

Elindeki kehribar tespihini bana uzatıyor babam. Akik taşlı yüzüğünü ve dedemden kalma saati.  Arabaya atlıyorum. Haftada iki gün izinliyim. Arabada önce Kırmızı Gül Demet Demet çalıyor, ardından Neşet Baba’dan ‘Yalan Dünya’

Devamı: http://kulturgundemi.com/edebiyat/dedemin-bahcesi-haber-36242

Bu haber toplam 808 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim