• İstanbul 17 °C
  • Ankara 15 °C

Doç. Dr. İsmail Şahin: Yeni Zelanda’dan bârika-i hakikate ulaşmak

Doç. Dr. İsmail Şahin: Yeni Zelanda’dan bârika-i hakikate ulaşmak
Yeni Zelanda’daki terör vahşetinin görüntülerinin insana “bilgisayar oyunu” hissi vermesi üzerinde de durmak icap etmektedir.

İnsanlar arasında fikri çatışmaların ve ihtilafların olması kadar pek tabi bir hal yoktur. Tecrübeye, fikriyata ve hissiyata dair farklılıklar ve ayrılıklar, insanlık tarihinin her safhasında kendini göstermektedir. Fikri çatışmalar, yanlıştan doğruya, darlıktan genişliğe ve eskiden yeniye ulaşmak için insanlığa muazzam fırsatlar sunmaktadır. İslam’ın klasik yapıtları irdelendiğinde, tartışma ya da istişare usulünün, “bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar” düsturu üzerine kurulu olduğu görülür. Buradaki temel amaç ve yaklaşım, karşı fikrin ifna edilmesi (yok etmek)  değil, bilakis ihya edilmesidir.

Yeni Zelanda’da meydana gelen elim terör hadisesi, kâğıt, kalem ve mürekkebin zaman içerisinde nasıl kurşun, şarjör ve silaha dönüştüğünü bir kez daha gözler önüne sermiştir. Batı dünyasının çatışmadan beslenen devletlerinin Soğuk Savaş Dönemi sonrasında terör üzerinden İslam’a karşı ısrarlı bir biçimde yürüttükleri nefret söylemi ve kendi toplumlarında oluşturdukları psikolojik tahribat Yeni Zelanda’da yeniden ete kemiğe bürünmüştür.

Batı medyasının uzun süreden beri “Müslümanları şeytanlaştırıcı” haber, karikatür ve görüşlere yer veren yayınlarla çift taraflı katliamlara davetiye çıkardığı görülmektedir. Dolayısıyla bu iddianın etraflıca ele alınıp tartışılması, tahribata uğrayan psikolojilerin ihyasında önem arz etmektedir. Benzer şekilde Hıristiyan Batı’yı bir çırpıda topyekûn haçlı ruhuna hapsetmenin İslami bir bakışı yansıtmadığını, aksine çatışmacı kapitalist bir fikrin yansıması olduğunu idrak etmek mühimdir. Bu yüzden kalem ehli, yazıya döktüğü mürekkebin kime ait olduğunu defalarca düşünmelidir.

Batı’nın terörü tanımlarken düştüğü hatalı yolun izini takip ederek, makul bir çözüme ulaşılamayacağı aşikârdır. Kitle psikolojisine tutsak olmadan, bu noktada, İslam İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler ortaklığıyla, terörizmin dini, ırkı ve cinsiyeti olmadığı yönünde ve terör rantıyla mücadele kapsamında bir kamu diplomasisi yürürlüğe konabilir. Tekil hadiselere çoğul sonuçlar yükleyerek “Medeniyetler Çatışmasına” yollar döşemenin, hangi akla ve insanlığa hizmet edeceği sorusu bu bağlamda ele alınabilir. Yine, yukarıdaki kuruluşların desteğiyle saygın sanatçı, sporcu, yazar, siyasetçi, ticaret erbabı, din adamları ve bilim insanlarının yer aldığı projelerle “hiçbir dinin, fikrin ve düşüncenin terörü desteklemediği” üzerine çalışmalar planlanabilir. Elbette tüm bunlar terörizmi sonlandırmayacaktır. Zira ortada bir tür terör girişimciliğine dayalı ciddi bir terör rantı vardır. Ancak buradaki amaç terörizm ile dinler arasında kurulmaya çalışılan bağı yoğun bir kamu diplomasisiyle akamete uğratmak ve bu sayede toplumları psikolojik tahribattan korumaktır.

Devamı: https://www.dirilispostasi.com/makale/yeni-zelandadan-barika-i-hakikate-ulasmak-5c93ff3bc0d1c57a60662c8e

Bu haber toplam 413 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim