• İstanbul 15 °C
  • Ankara 23 °C

Türkoloji Söyleşileri Mayıs Ayı Programında Türkiye-Kazakistan İlişkileri ve Ortak Edebiyatımız Konuşuldu

Türkoloji Söyleşileri Mayıs Ayı Programında Türkiye-Kazakistan İlişkileri ve Ortak Edebiyatımız Konuşuldu
Türkiye Yazarlar Birliği, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Türk Dünyası ve Akraba Toplulukları Kulübü (TÜDAT) ve Kazakistan Büyükelçiliği tarafından Doç. Dr.

topluTürkiye Yazarlar Birliği, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Türk Dünyası ve Akraba Toplulukları Kulübü (TÜDAT) ve Kazakistan Büyükelçiliği tarafından Doç. Dr. Salih YILMAZ koordinatörlüğünde 13 Mayıs 2014 tarihinde Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde düzenlenen Türkoloji Söyleşilerinde bu ay “Türkiye-Kazakistan İlişkileri ve Ortak Edebiyatımız” konuşuldu.

2014 Mayıs ayı Türkoloji Söyleşilerinin konusu sunum; YBU Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salih YILMAZ, Türkiye Yazarlar Birliği TDE Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul YAMAN, Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı D. Mehmet DOĞAN, Kazakistan’ın Türkiye Büyükelçisi Prof. Dr. Canseyit TÜYMEBAYEV adına Elçilik 1. Katib'i Askhat KESSİKBAYEV ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin DOĞAN tarafından yapılmıştır.

İlk olarak “Türkiye’nin Türk Dünyası Vizyonu” başlığı altında Doç. Dr. Salih YILMAZ sunum yaptı. Bu sunumda günümüzde dünya üzerinde bulunan bağımsız 7 Türk devleti, 13 Özerk Türk Cumhuriyeti ve 50 civarında Türk Topluluğuna dair Türkiye’nin vizyonu anlatıldı. Bu anlatımlarda toplam nüfusları 300 milyondan fazla olan Türk Dünyasına dair köklü bir geçmişi olan ve köklü bir birikime sahip olan Türkiye’nin, Orta Asya, Kafkasya ve Balkan ülkeleri ile kısaca Avrasya coğrafyası ile ortak politika üretmek konusunda 1991’den itibaren faaliyetleri özetlendi. Ortak dil, din, tarih, soy, medeniyet ve kültür birliğine sahip olan Türk Dünyasının sağlıklı, yapıcı ve güven esasına dayalı birlikteliklerinin bir zorunluluk olduğu, Türk Dünyasının ünlü düşünürü İsmail Bey Gaspıralı’nın dediği gibi, “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” düşüncesinin de böylece hayata geçmiş olacağı, Türk Dünyasının diğer bir devlet adamı ve düşünürü Mehmet Emin Rasulzade’nin: “Yıkıcı ve çökertici enternasyonalist ve kozmopolit fikirlerin önüne ancak milli bünyeyi kuvvetlendirmek ve sağlamlaştırmak suretiyle geçilebilir” sözünden hareketle hangi politikaların üretilmesi gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunuldu. Cengiz Aytmatov’un sözünden hareketle Türk Rönesansının tomurcuk açmaya başladığı bu çağda Türk dünyasına ait ebedi eserlerin, edebi şahsiyetlerin ve diğer sanat eserlerinin bütün Türk dünyasında işlenmesi, tanınması ve bunlara haz duyulması çalışmalarına sürekli devam edilmesi gerektiğine dair örnekler verildi. Türkiye’nin öncülüğünde temeli 30-31 Ekim 1992 yılında merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından atılan ve bir rüya olarak düşünülen “Türk İşbirliği Konseyi” ve alt konseylerin faaliyetleri,  Kazakistan Cumhurbaşkanı N. Nazarbayev‟in inisiyatifi ile kurulan “Türk Dili Konuşan Devlet Başkanları Konseyi”, “Türk Dili Konuşan Devletler Parlementerler Asamblesi”, 2010 yılında “Türk Konseyi” himayesinde kurulan “Türk Akademisi” hakkında bildiler verildi.

İkinci konuşmayı Prof. Dr. Ertuğrul YAMAN Bey, “Türk Dünyasında Ortak İletişim Dili” başlığı ile yaptı. Buna göre geçmişte çok zengin sözlü edebî gelenekleri olan Türklerin konuştukları dil olan Türkçenin dünya üzerinde 5. büyük dil olduğundan hareketle dilin birey ve toplum hayatındaki işlevi dikkate alınarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Türk Dünyası’nda dil birliği konusuna bütünüyle sahiplenmesi ve öncülük etmesinin günümüz şartlarında artık bir zaruret olduğu, bu hususta gelecekte “ortak bir iletişim Türkçesi ideali” oluşturulması ve yaygınlaştırılması gerektiğine dair görüşler sunuldu. Türk Dünyası için gerekli ve zorunlu olan “ortak iletişim dili”nin bazı temel ilkelere dayanması gerektiği ve bu temel ilkelerin bazıları üzerindeki düşünceleri ortaya konuldu. Bu ilkelerden;

•     Ortak Türkçenin, bir ihtiyaca dayanması gerektiği,

•     Ortak Türkçenin yaşayan Türk lehçelerinin doğal seyrini bozmaması gerektiği,

•     Ortak Türkçenin yapay bir dil olmaması gerektiği,

•     Ortak Türkçe için özel gayretler gerektiği,

•     Ortak Türkçe için en uygun yolun sanat, spor ve kültürel faaliyet olduğu,

•     Ortak Türkçenin başlangıçta aydınlara yönelik olmak üzere planlanması gerektiği,

•     Türk dünyasında alfabe birliğinin sağlanması gerektiği,

•     Ortak Türkçe için geçmişteki tecrübelere ve dışarıdaki uygulamalara bakılması gerektiği,

•     Ortak Türkçeyi sağlam bir zemine oturtmak için daimi bir komisyon oluşturulması gerektiği,

•     Ortak Türkçenin amacının Türkçeyi dünya dili yapmak olması gerektiği,

•     Ortak Türkçenin yaşayan Türk lehçeleri içinde her bakımdan en gelişmişi olan Türkiye Türkçesi temelinde şekillendirilmesi gerektiği,

•     Ortak Türkçenin, Türk dili için birleştirici bir rol üstlenmesi gerektiği konusunda sunumlar yapıldı.

Üçüncü konuşmacı D. Mehmet DOĞAN, “Türk Dünyasında Ortak Edebi Şahsiyetler” başlığı adı altında Türk Dünyasına etki eden edebi şahsiyetlerin edebi faaliyetleri ve etkilerinden bahsetti. Türkiye Yazarlar Vakfı Birliği Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Doğan yaptığı konuşmada İslamiyet öncesi devirlerden günümüze kadar geçen süredeki edebi şahsiyetlerden örnekler verdi. Doğan, konuşmasında Türk dilinin özelliklerinin anlatıldığı ve ilk Türkçe sözlük kabul edilen Divan-ı Lügati't Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmud, ilk İslami Türk eseri olan Kutadgu Bilig yazarı Yusuf Has Hacip ve ilk Türk Müslüman hükümdar olan Satuk Buğra Han hakkında dinleyicilere bilgiler sundu. Binlerce yıllık bir tarihî geçmişten gelen ve üç kıtaya yayılmış bir kavmin edebiyat mahsullerinden söz etmenin kolay bir şey olmadığından hareketle hiçbir kavmin, Türkler kadar yaygın coğrafyalarda yaşamadığını, dolayısıyla çok farklı kültürlerle, medeniyetlerle karşılaşan Türklerin, Doğu Türkistan’dan Avrupa ortalarına, Afrika’nın batısına, mağribe kadar yayılmış, halen bazı bölgelerde hayatiyetini kaybetmiş önemli bir kısmında yaşamaya devam eden köklü bir insan unsuru olduğunu dile getirdi. Türk Dünyasında ortak edebi şahsiyetleri anlayabilmek için tarihi sürecin sözlü devir yani destanlar, sagular, koşuklar, savlar; yazılı devir ve İslâmî devir olarak incelenmesi gerektiğini ifade etti. Sözlü Devir ürünleri olarak: Alper Tunga Destanı, Oğuz Kağan Destanı, Şu Destanı, Ergenekon Destanı, Göç Destanı, Yaratılış-Türeyiş Destanı; Yazılı Devir ürünleri olarak:  Orhun Yazıtları, Uygur Metinleri; İslami Devir ürünleri olarak: Kutadgu Bilig, Atabetü’l-hakayık, Divanü Lügati’t-Türk, Divanı Hikmet, Kitab-ı Dedem Korkut, Nasrettin Hoca Hikâyeleri-Fıkraları, Manas Destanı, Alpamış Destanı vd. sayılabileceğini örneklerle açıkladı. D. Mehmet DOĞAN, Türk Dünyasının ortak edebi şahsiyetlerinin ise: Ahmet Yesevî, Nasreddin Hoca, Dede Korkut, Yusuf Has Hacip, Ahmet Yükneki, Kaşgarlı Mahmud, Genceli Nizamî, Mevlana, Yunus Emre, Süleyman Çelebi, Seyf-i Serayî, Hacı Bektaşi Veli, Sarı Saltuk, Bahaeddin Nakşibendi, Ahi Evran, Ali Şir Nevai, Babür Şah, Fuzulî,  Köroğlu, Karacaoğlan, Abdürreşid İbrahim, Yusuf Akçura, Ahmed Agayef, Alimcan İdrisi, Mirza Fethali Ahundzade, Abay Kunanbayulu, İsmail Gaspıralı, Elekber Sabir, Mehmet Âkif Ersoy, Ziya Gökalp, Ömer Seyfeddin, Yahya Kemal Beyatlı, Abdullah Tukay, Reşat Nuri Güntekin, Abdurrauf Fıtrat, Mağcan Cumabayulu, Abdülhamid Çolpan, Berdi Karababayev, Aybek, Samet Vurgun, Bahtiyar Vahapzade, Muhtar Avezov, Cengiz Aytmatov, Olcas Süleyman, Anar Rızayev, Cengiz Dağcı, Mehemmed Hüseyin Şehriyar, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Hüseyin Cavid, Ahmet Haşim, Cevdet Paşa, Hatayi, Gazi Bora Giray Han, Abdülhak Hamid, Ârif Nihat Asya, Şeyh Galip, Mahtumkulu, Seyyid Nesimi, Necip Fazıl vb. sayılabileceğini dile getirdi.

Dördüncü konuşmacı Kazakistan’ın Türkiye Büyükelçisi Prof. Dr. Canseyit TÜYMEBAYEV adına Büyükelçilik 1. Katib'i Askhat KESSİKBAYEV yaptı. Kessikbayev, Büyükelçi Canseyit Beyin İstanbul’daki programının zorunlu olarak uzaması nedeniyle konferansa yetişemediğini, fakat elçi beyin hazırlamış olduğu konuşma metninin onun adına kendisi tarafından okunacağını ve selamlarını ilettikten sonra Kazakistan ve Türkiye’nin stratejik ortaklığının dostluk, kardeşlik ve karşılıklı yarara dayalı işbirliği esasında geliştiğini, iki ülke arasında var olan durumun Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in 2009 yılında Türkiye’ye yaptığı resmi ziyareti esnasında imzalanan Kazakistan ile Türkiye Arasındaki Stratejik Ortaklık Anlaşması ile kavramsal olarak teyit edildiğini anlattı. Daha sonra Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulduğundan bahisle Türkiye’nin Kazakistan’ın Avrasya kıtasındaki stratejik ortağı olduğunu dile getirdi. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in gayretleriyle oluşturulan; Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı, İslam Ülkeleri Gıda Güvenliği Teşkilatı, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, Türk Akademisi vb. kuruluşların faaliyetleri ve kuruluş süreçleri hakkında bilgi verdi. Özellikle Nazarbayev’in inisiyatifi ile kurulan ve 2010 yılında Astana’da faaliyetine başlanan Türk Akademisinin kuruluşundan bugüne kadar geçen sürenin nispeten kısa olmasına rağmen çalışmaların somut sonuçlarına dair somut örnekler verdi.  Türk dünyasının maddi ve manevi mirasının ve Türk etnik formasyonuna ait değerlerin incelenmesi ve yayınlanması konusunda etkin bir çalışma sürdürüldüğünü dile getirerek; “Türk Dünyası Almanakı”, “Günümüzdeki Türkoloji”, “Türk Terbiyesinin Antolojisi”, “Türk Dilleri Sözlükleri” gibi ilmi ve kültürel eserlerin yayınlandığını açıkladı. Kazakistan ve Türkiye’nin rakipler değil, ortak olduğunu, birbirimize karşı anlayış ve güvenin güçlendirilmesi hususunda daha fazla ilgi gösterilmesi gerektiğini anlattıktan sonra Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği’ne üyeliği ve Kazakistan’ın Rusya ve Beyaz Rusya ile birlikte oluşturan Gümrük Birliği ve Ortak Ekonomik Alan’a üyeliğinden kaynaklanan kesişme noktalarının büyük öneme sahip olduğunu ifade etti. Günümüzde uyumlaştırılmış gümrük ve tarife politikası temelinde işleyen, 170 milyon nüfusa sahip, kıtanın üç ülkesinin tüketici pazarının Türk üreticileri için her zaman açık olduğunu anlattıktan sonra Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin kardeşlik hukukuna bağlı olduğunu örneklerle açıklayarak sözlerini tamamladı ve katılımcılara teşekkür etti.

Son konuşmacı Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin DOĞAN ise “Yıldırım Beyazıt Üniversitesinin Türk Cumhuriyetleri Öğrencilerine Dair Vizyonu” konusunda bilgilendirmelerde bulundu. Üniversitenin kuruluş vizyonundan hareketle altı binden fazla öğrencilerinin olduğunu ve bunların iki bin civarında bir kısmının lisansüstü programlarda öğrenim gördüğünü açıkladı. Üniversitenin kuruluş felsefesinde %25’lik bir kısmın uluslar arası öğrenci olması olarak planlandığını ve bu plana uygun biçimde faaliyet yürüttüklerini dile getirdi. Üniversitenin bünyesinde Türk Dünyasına yönelik önemli faaliyetler yürütüldüğünü ve bu faaliyetler içerisinde şimdiye kadar on beş program yapılan Türkoloji Söyleşilerinin yerinin önemli olduğunu anlattı. Özellikle Orta Asya başta olmak üzere Balkanlar ve diğer ülkelerden öğrencilerin üniversitelerini tercih etmelerinden büyük mutluluk duyduklarını ve öğretim üyesi kadrolarının da bu tercihlere uygun biçimde şekillendirildiğini ve eğitim-öğretim açısından açıklarının bulunmadığını anlattı. Türkiye’nin Türk Cumhuriyetlerine ve akraba topluluklarına dair üniversite vizyonu ve yabancı öğrenci eğitimi konusunda yıllar geçtikçe daha iyi bir eğitim verdiğini örneklerle açıkladı.

Konuşmacıların sunumlarının tamamlanmasından sonra Kazakistan’a dair Büyükelçilik tarafından basımı yapılan kitap, CD ve diğer materyallerin tanıtımı yapıldı ve öğrencilere kitaplar hediye edildi. Ayrıca Kazakistan’a dair fotoğraf sergisinin açılışı gerçekleştirildi. Yoğun bir katılımın olduğu toplantı, fotoğraf çekimi ve plaket takdiminin ardından sona erdi.

 

 

 

6

 

IMG_1215

 

IMG_1179

 

IMG_1245

 

12

Bu haber toplam 3339 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim