Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nin edebiyat dünyasının nabzını tutan söyleşilerinden olan ve Şafak Çelik sunumuyla gerçekleşen “Yakın Gelecek” programına iki şair konuk oldu. Meryem Kılıç ve Suavi Kemal Yazgıç’ı bir araya getiren söyleşide, şiir, zaman, birey ve gündelik hayat ilişkisine değinildi.
Nesnelerle Hafıza Paylaşımı Yapıyoruz
Teknoloji sayesinde her şeye ve özellikle bilgiye çok hızlı ulaştığımızı söyleyen Suavi Kemal Yazgıç, bilginin arka planına dair derinlemesine düşünme mesaimiz olmadığına ve bunun bir konfor olarak algılandığına dikkat çekti. Eşya ile hafıza paylaşımı yaptığımızı vurgulayan Yazgıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendimizi ne kadar özgür birey olarak tanımlasak da nesnelerin kaydettiği bir hayatı yaşıyoruz. Yazmaktan çok okumayı seven biriyim ve yazarken de ister istemez okuduklarıma dair atıfta bulunuyorum. Anneannem Safahat okurdu. Okuyamayacak kadar yaşlandığında ona yüksek sesle okuyordum. Şiirin kulak verilmesi gereken bir şey olduğunu bana Safahat’ı yüksek sesle okumak öğretti. Şiir yalnızca şiirle ilgili değildir. İçerdiği her şeyle ilgilidir. Tanıdıkça kendimi şiir üzerinden daha doğru ifade edebildim.”
Şiir Bir Arayış Formu
Kendi şiir serüveninden söz eden ve Kafes Kesiği isimli şiir kitabından mısralar seslendiren Meryem Kılıç, şunları söyledi:
“Yazarak birçok kişiyle aynı konulara aynı şekilde değiniyor olabiliriz, ancak bu aynı olduğumuz anlamına gelmiyor. Farklı cümlelerle farklı türler üzerinden bunları dile getirebiliriz. Yazma serüveninin en temel nedenlerinden biri olan bitene duyulan rahatsızlık. Bu da arayışı gerektiriyor. Arayış ve yürüyüş halinde olmak yazma işini karşılıyor. Aranan hikmet oluyor. Feraset sahibi olmak ve basiretin açılması, bu süreçte meydana gelebilecek bir şey. Arama ihtiyacıyla perdeleri aralamak mümkün. Ben de bu arayışı form olarak şiirle ifade ediyorum.”
Sorularınız için:
E: tybistanbul1@gmail.com │ T: 0 212 527 75 17-18
-002.jpg "2-(1)-002.jpg")
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.