• İstanbul 23 °C
  • Ankara 24 °C

Erol Göka: Güzel

Erol Göka: Güzel
Batı’yı eleştirilerimizin çoğunda haklıyız elbette ama yiğidi öldürüp hakkını teslim etmek gerekli. Üstelik eleştirip durduğumuz Batı’nın birçok yanıyla benzerliklerimiz varsa daha da temkinli olmalıyız.
Modernliğin ve kapitalizmin şu anda tüm dünyada hükümferma olması, gündelik hayatımızdan giyim kuşamımıza kadar her şeyi belirlemesi şurada dursun, asıl problem zihniyetteki benzerliklerde. Zihniyetimiz de birçok bakımdan modern batılının ki ile tıpatıp aynı. Bu benzerliklerin içinde en çok “iyi davranış” ve “doğru düşünce” alanında olanları önemsiyorum. Sadece görünür ve sayılabilir olanı yani nicelikseli mühimseyince, tartışmasız biçimde nitelikle ilgili olan “iyi”yi ve “doğru”yu da buraya sıkıştırmaya başlıyoruz. Sonuçta “doğru”, teknolojik bakımdan en gelişmiş olan haline gelirken, “iyi” de ahlak telakkisinden tamamen sıyrılıp sadece hukuki olana indirgeniyor. Doğu’da da tıpkı Batı’daki gibi oluyor, inançlarımız ne olursa olsun mütemadiyen kafa yorup konuştuğumuz şeyler, dönüp dolaşıp aynı yere geliyor, teknolojiye ve hukuka… Derin düşünce ve estetik yargı giderek irtifa kaybediyor, dünyamızda varlar elbette ama özellikle Doğu’da, bizde öylesine, dostlar alışverişte görsün için…
Böyle bir dünyanın değişim arzusunu canlı tutabilmek, yeni bir medeniyet talep edebilmek için siyasi meydan okuma asla yetmez. Mutlaka derin düşüncenin ve estetik yargının önemini öne çıkarmak; kendini bilmeyi, yapıp etmelerimizin nihai sonuçlarını, nereden gelip nereye gittiğimizi ez cümle tefekkürü ve güzeli her fırsatta gündeme getirmek, gündemde tutmak lazım. Tefekkürü ve güzeli ne kadar ihmal edersek, teknolojiye ve yüzeysel-profan düşünceye, dünyevi güce, şiddete o kadar teslim olur, dünyamızın çirkinleşmesine katkıda bulunuruz. Bugün güzelden bahsedelim.
 
www.ahmetkalkan.com.tr ‘den öğrendiğim kadarıyla Kur’an-ı Kerim’de “sanat” kelimesi, bir yerde geçiyor (Enbiya/80); “Hz. Davud’a öğretilen zırh yapma sanatı”ndan bahsediliyor. Sanat kelimesinin kökü olan “sun” kelimesi ve türevleri ise 20 yerde zikrediliyor. Kur’an, “sun” kökünden türeyen kelimeleri Allah’ın fiilleri için kullandığı gibi, peygamberler (Enbiya-80, Hud-37-38, müminun-27) ve kendinden ruh üflediği insan (Nur-30, Ankebut-45) hatta kafirler için de (Taha-68; Araf-137) kullanıyor. Kehf (103-104) te güzel sanat icra ettiklerini sanırken boş bir aldanma içinde olanlardan söz ediliyor.
Bu haber toplam 562 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim