• İstanbul 15 °C
  • Ankara 22 °C

Erol Göka: Kalb, varoluşumuzdaki sadakat limanı

Erol Göka: Kalb, varoluşumuzdaki sadakat limanı
Kur’an’da “kalb”in tarifi yapılmıyor, “akıl” kavramı isim olarak geçmiyor ama üç yüzden fazla ayette bir biçimde akıl vurgulanıyor, defalarca kalpleriyle akletmekten bahsediliyor.
Bunun üzerine Hz. Peygamberin (SAV) hadislerini de rehber alarak Müslüman düşünürler, kalbin ve aklın ne olduğu ve birbirleriyle ilişkilerini anlatan düşünceler geliştirdiler. Kalpten kastın apaçık bedendeki kalb olduğunu söyleyenler de oldu İmam Gazali gibi fiziki kalb ile akleden kalbin aynı olmadığını düşünerek “Kalbden maksadım Allah’ı tanımaya mahsus bir yer olan ruhun hakikatidir. Yoksa ölülerle, hayvanlarla müşterek olduğu et ve kan değildir” diyenler de… Kanaatimce zaten bu tartışma esasa taalluk etmiyordu zira İslam düşünce tarihi boyunca kalb ve akıl ilişkisi hakkında şu hususlar üzerinde tam bir ittifak vardı.
 
 MAKALEYİ SESLİ DİNLEMEK
İÇİN TIKLAYIN
Kalb, bedenimize kan pompalayan hayati bir organ olmanın ötesinde Yaratıcımızla irtibatımızı sağlayan varoluşsal merkezimizdir. Biz kul olarak ancak kalbimiz aracılığıyla ötelere baktığımız gibi Allah da mütemadiyen bizim kalplerimize bakar. Manevi bakımdan sağlıklı bir kalb, yapısı gereği sürekli olarak hareket eden ve kutsala yönelen bir radar gibidir. Bizi dünya hayatını ebedi sanmaktan, kendimize, heva ve heveslerimize, Yaratıcımızdan gayrısına tapınmaktan alıkoymaya, ancak Yaratıcımızı tanıyıp, ona kulak verdiğimizde huzur, sükûn, sürur ve tatmin bulacağımızı hatırlatmaya çalışır. Ama bu demek değildir ki, kalb, hastalanmaz, her vakit pusula gibi doğruyu gösterir. Kalbin ontolojisine uygun işleyebilmesi için sağlıklı olması, yani sahibi olan kişinin Allah’a, kutsala, yaratılış amacına yönelmesi, Allah’ı anması, hayatını “emri bil maruf nehyi anil münker” ilkesine göre yaşaması, hayrı ve iyiliği çoğaltmak için çabalaması gerekir.
 
Kalbin yaratıcımızla irtibatımıza sağlayan varoluşsal merkezimiz olduğu anlaşılınca tarih boyunca kalbe yüklenen özellikler de, onun niye akılla özdeşleştirildiği de kolayca anlaşılır. Allah’ı bilen, bizi Allah’a yaklaştıran, O’na kulluk bilincine uygun olarak yaşatan, dünya hayatımızdaki konukluğumuzun geçici olduğunu fark eden, öteleri de öte-dünyayı da anlamaya çalışan kalb’tir. Böyle olunca Allah katındaki değerimiz de kalbimizin O’na yönelik olarak sağlıklı biçimde işleyişiyle orantılıdır. Bedenimiz, beynimiz ve diğer azalarımız ancak kalbin ona bağlı olarak çalışan yardımcılarıdır. Bütün bunlar, kalbin, Allah’ın varlığımıza üflediği ruhla, bize lütfettiği hayatla, bu hayatın imtihan olmasıyla olduğu kadar kalbin neden insanı insan yapan müspet duygularla, sevgiyle, merhamet ve şefkatle, vicdanla, ahlakla ve sağlam karakterle birlikte anıldığını da ortaya koyar.
Bu haber toplam 442 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim