• İstanbul 16 °C
  • Ankara 20 °C

Erol Göka: Kesinlik arayışı ve kesin inançlılar

Erol Göka: Kesinlik arayışı ve kesin inançlılar
Keşke ülkemizdeki ve diğer Müslüman coğrafyalardaki fanatizm üzerine yazılmış neşriyatı temel alarak sürdürebilseydik tartışmayı.

Ama ne yeterli kaynağımız ne de sağduyulu bir tartışma geleneğimiz var. Elimizden Batı’daki tartışmayı aktarmaktan, bunlar üzerine fikir yürütmekten ve meraklısının buradan kendimize özgü sonuçlar çıkarmasını arzulamaktan başka bir şey gelmiyor.

“Amerikalı liman işçisi ve amatör filozof Eric Hoffer, 1951 yılında, içinde gerçek inananın özelliklerini keskin ve derinlemesine bir biçimde çizen ‘Kesin İnançlılar’ adlı küçük bir kitap yayımladı”… Bu ifade, bir süredir üzerinde önemle durduğumuz Peter L. Berger ve Anton C. Zijderveld’in “Şüpheye Övgü” kitabından bir alıntı. Ne kadar karışık ve ne kadar anlaşılır değil mi?... Karışık çünkü sağlıklı ve sağlıksız inancın ne olduğunu berrak biçimde ortaya koymadan bu ifadeleri bir anda kavramak imkânsız. Anlaşılır çünkü mutedil, vasat inananlardan farklı, inancında aşırı gitmiş insanlar olduğunu hepimiz biliyoruz bu pasajda onlardan bahsedildiğini hissi kablel vuku düzeyinde de olsa hemen hissediyoruz.

Hoffer’ın yayınlandığı tarihten bu yana dünyada en çok satanlar arasında bulunan kitabının İngilizce adında da var bu karışıklık. Dilimize tam olarak “Hakiki İnananlar” diye çevirebiliriz “The True Belivers” sözünü. “Hakiki İnanan” sözü işi daha da karışık hale getiriyor. Çünkü “hakiki inanan” sözü, var olan gerçeği değil, fanatiklerin kendilerini öyle gördüklerini anlatmaya çalışıyor. Bu yüzden olsa gerek çevirmen Erkıl Günur, “Kesin İnançlılar” diye çevirmeyi yeğlemiş. Haklı ama onun çevirisi de karışıklığı çözmeye yetmiyor aslında. Bu yazıda müsaade ederseniz bu sorunun nedeni çerçevesinde bazı fikirler öne süreceğim.

İlk önce eskilerin ve biz modernlerin “inanma biçimleri” arasındaki farka odaklanalım. Fanatizmin esasen modern zamanlarda ortaya çıkan bir durum olduğunu göstermeye çalışalım.

Bizim ünlü meslektaşımız, Anti-Psikiyatri akımının kurucusu R. D. Laing, geleneksel, kadim dünya insanı ile modern insanın inanç durumları arasındaki farkı anlatabilmek için “eskiler iman ederlerdi, biz ise inanıyoruz” manasında bir ifade kullanıyor. İnanma ile ilgili ayrımları dile getirmekte güçlük çekme sorunumuzun kaynağı, tam da burada yani modernlikle birlikte ortaya çıkan anlam kaymalarında. Eskiler inanmanın içine doğarlar, hava almak, su içmek, uyumak gibi tabii ve olağan bir durum olarak yaşarlardı. Şüphesiz “dinde ileri gitmek” olarak ifade edilen haller her zaman olduğu gibi o zamanlarda da vardı ama onların halleri dahi bugünün fanatik, kesin inançlılarından farklılık gösteriyordu.

Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/erolgoka/kesinlik-arayisi-ve-kesin-inanclilar-2048944

 

Bu haber toplam 412 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim