Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçim beyannamesiyle birlikte, “Yeni Türkiye Sözleşmesi”ni açıkladı. Yüz maddelik bu metinden muradı, yeni bir anayasaya da temel olabilecek bir tartışma zemini oluşturmak, siyasi aktörleri ve toplumu ortak bir mutabakata hazırlayabilmekti. Maalesef böyle teklif ve önerilere göre şekillenen bir siyasi geleneğimiz olmadığından bugüne kadar bu metin, hak ettiği ilgiden mahrum kaldı. Hep şikâyetçi olunan siyasi hayatımızdaki gerilimlerin yumuşatılması, bir diyalog ortamının inşa edilmesi için bir imkân daha heder edildi. Hangi konuda konuşurlarsa konuşsunlar, dönüp dolaştırıp sözü mutlaka “kutuplaşma” ve “iktidarın toplumu gerdiği” noktasına getirmeyi becerenler, siyasi muhataplarına kulak vermeyerek, tüm olup bitenden büyük ölçüde sorumlu olduklarını bir kez daha ispatladılar. Bir kez daha diyoruz, çünkü dün de farklı bir durum yoktu. Mesela tam bir fiyaskoyla sonuçlanan “TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu” çalışmaları sırasında da aynı tavrı göstermişlerdi. Birlikte sivil bir anayasa yapma görevinden hep firar etmeleri yetmiyormuş gibi, hiç değilse, aylar süren çabaların sonucunda ortaya çıkarılabilen mutabakat maddelerinin Meclis'ten geçirilmesi teklifine de sıcak bakmadılar.
Kendi adıma, Yeni Türkiye'nin önündeki en büyük engelin, kemik iliklerimize kadar işlemiş olan bu kötü şöhretli, diyaloga ve münazaraya yabancı siyasi geleneğimiz olduğunu söyleyebilirim. Ne yapıp edip bu berbat geleneği, tarihe gömmeliyiz. Yeni Türkiye için “restorasyon” girişimine, tam da bu geleneği değiştirerek başlamalıyız. Belki bu yönde bir adım olur diye, Sayın Davutoğlu'nun açıkladığı yüz madde içinde en göze çarpan ve en çok tekrar edilen kavramlardan birisini, “insan onuru” kavramını tartışmaya açmak istiyorum.
Günümüzde birçok ülkenin anayasası, “insan onuru” kavramı üzerine yükseliyor. Sayın Davutoğlu da bu olgudan hareketle, haklı olarak, sözleşme teklifinde, esas aldığı kavramlar arasında “insan onuru”na özel bir yer ayırıyor. Buraya kadar sorun yok. Ama hiç ummadık, beklenmedik bir yerden kaynaklanan bir sorun var. Bu konuda fevkalade bir çalışmaya imza atmış olan Ayda Erbal, böyle hukuki metinlerde, “onur” kavramının değil “haysiyet” kavramının tercih edilmesi gerektiği konusunda bizi uyarıyor.
Gündelik dilde onur ve haysiyet kavramlarını ya aynı ve özdeş ya da aralarında çok ince bir ayrım varmış gibi, öylesine, özensizce kullanıyoruz. Hukuki metinler, hele hele anayasa metni ise şüphesiz en küçük bir özensizliğe müsamaha gösteremez, kılı kırk yaran bir titizlikle hazırlanmaları gerekir. Erbal, onur ve haysiyetin bırakın aynı olmayı, yakın bir anlama dahi sahip olmadıklarını söylüyor. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun metnin ilk maddesindeki şu ifadedeki kafa karışıklığına dikkat çekiyor: “A. Temel haklar ve hürriyetler (özgürlükler) a) Temel ilkeler İnsan onur ve haysiyeti Madde 1. (1) İnsan onur ve haysiyeti dokunulmazdır. İnsan onur ve haysiyeti insan haklarının ve anayasal düzenin temelidir. (2) Devlet, insan onur ve haysiyeti ile insanın maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına saygı duyar, bu değerleri korur ve bunların önündeki tüm engelleri kaldırır.”
Devamı için: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/erolgoka/onur-yerine-haysiyet-demeli-2010478
Erol Göka'dan: “Onur” yerine “haysiyet” demeli
Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçim beyannamesiyle birlikte, “Yeni Türkiye Sözleşmesi”ni açıkladı.
Bu haber toplam 519 defa okunmuştur
- Yorumlar 0
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Hakkı Öcal: Amerika eteğindeki taşı dökerken“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 9 Mayıs’ta ABD başkanı Joe Biden’ın resmi davetlisi olarak Washington’a gidiyor. Erdoğan Biden’la Beyaz Saray’da görüşecek.”
Bedir Acar : 40 bin sanatçı ‘yola' çıkıyorDünya turizmi bakımından önemli yere sahip ülkeler kendi nüfuslarından daha çok turisti kendilerine çekiyorlar. Fransa, İspanya, Portekiz gibi...
Hüseyin Öztürk: Türkiye Yüzyılı ve Milli DevletTürkiye yüzyılına girerken artık siyasetin de yol haritası netleşmeli.
Ahmet Varol: Batı “soykırım” suçlamasını neden desteklemiyor?İsrail işgal rejiminin Gazze’de her yönüyle bir soykırım savaşı sürdürdüğü çok açıktır. Bu konuda herhangi bir şüpheye mahal yok.
Serdar Arseven: Merhum Muhsin Yazıcıoğlu niçin katledildi?On beş yıl evvel katledilen Merhum Muhsin Yazıcıoğlu Başkan’la hatıralarımıza bir önceki yazımızda yer vermiştik.
Selçuk Türkyılmaz: Siyonistler gelecekte Hitler'in yerine kimi koyacak?Gazze’de altı aydır devam eden “Filistinlilerin yerlerinden edilmesi, mülklerinin ellerinden alınması, ulusal kimliklerinin yok sayılması, zorunlu göç, ayrımcılık ve açlık” tahmin edilemeyen sonuçlarıyla dünyanın geleceğini belirleyecektir.
- 14:06 - TYB Başkanı Arıcan “Kültürel Dinî Farklılık ve Ebû Hanîfe” kitabını imzalayacak
- 13:48 - Türkiye Yazarlar Birliği “Gazze Çalıştayı” düzenleyecek
- 13:47 - ASBÜ Rektörü Arıcan: Dünyanın değişimi ve dönüşümü Gazze’den Filistin’den başlayacak
- 12:53 - Kültür Pınarının kaynağı Erzurum’dan oruç neşesi…
- 12:21 - “Belki Bir Gün” şiir kitabı çıktı
- 11:50 - Hakkı Öcal: Amerika eteğindeki taşı dökerken
- 11:47 - Bedir Acar : 40 bin sanatçı ‘yola' çıkıyor
- 11:43 - Hüseyin Öztürk: Türkiye Yüzyılı ve Milli Devlet
- 11:42 - Ahmet Varol: Batı “soykırım” suçlamasını neden desteklemiyor?
- 11:40 - Serdar Arseven: Merhum Muhsin Yazıcıoğlu niçin katledildi?
- 11:38 - Enes Bayraklı: PKK’nın Belçika’daki Türklere saldırısı
- 11:35 - Selçuk Türkyılmaz: Siyonistler gelecekte Hitler'in yerine kimi koyacak?
- 11:33 - Gökhan Özcan: Hadiseleri okuyor muyuz?
- 10:50 - TYB Gençlik birimi öğrencileri iftarda bir araya geldi
- 15:40 - Mustafa Kara: Altmış Yıl Sonra İstanbul
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.