• İstanbul 22 °C
  • Ankara 18 °C

Fahri Tuna'dan: Mardinli Şeyhmus Erginoğlu; Yaşayan İyilikler Padişahı

Fahri Tuna'dan:  Mardinli Şeyhmus Erginoğlu; Yaşayan İyilikler Padişahı
Ömrünü insanlığa, insanlara, insanlar için adamış isimsiz kahramanlar vardır.Ömrünü dünyayı güzelleştirmeye adamış kahramanlar.Kendini topluma, toplumuna, toplumu için adamış.

Ömrünü insanlığa, insanlara, insanlar için adamış isimsiz kahramanlar vardır.

Ömrünü dünyayı güzelleştirmeye adamış kahramanlar.

Kendini topluma, toplumuna, toplumu için adamış.

İşte öyle bir gönül padişahının portesini anlatmak istiyorum sizlere.

Kadim bir Anadolu şehri düşünün. Yedi bin yıllık tarihi olsun. Yirmi dört medeniyete ev sahipliği etmişliği bulunsun. Orta çağdan kalma şatoları, beş yüz yıllık medreseleri, kırk odalı konakları olan bir şehir. Mezopotamya’nın baştacı olan, rüya şehir, şiir şehir, masal şehir Mardin’den söz ediyorum.

Şimdi gelin, adeta taş konaklar şehri, müze şehir Mardin’in en zengin kişisini hayal edelim birlikte. Bu şehrin en zengin kişisinin kaç milyon dolar serveti olmalı sizce? Yüz milyon dolardan aşağı olmaz dediğinizi duyar gibiyim. Mülk zenginiyse kaç odalı konağı, arazi zenginiyse kaç bin dönüm arazisi olmalı Kızıltepe Ovası’nda?

Vali Hasan Duruer’in, ili ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, ‘Efendim, sizi Mardin’in en zengin kişisiyle tanıştırmak istiyorum’ sözleriyle takdim ettiği altmış beş yaşındaki Şeyhmus Erginoğlu’ndan söz ediyorum. Bilinen, tanınan, sevilen adıyla ‘Şeyhmus Amca’dan.

Şeyhmus Amca’yı Mardin’in en zengini yapan hangi özelliği, hangi özellikleri; merak ediyor musunuz? Hemen söyleyeyim: Ne malı ne mülkü; ne parası ne pulu; onu  ‘ilin en zengini’ yapan şey ölçülebilir, tartılabilir, satın alınabilir bir öge, bir unsur, bir nesne değil.

O bir iyilikler padişahı, güzellikler sultanı, hayırlar imparatoru zira.

Şehrin içme suyunu binlerce yıldır Mardin Kalesi’nden aşağıya doğru damlama-terleme yoluyla sağlayan su kanallarına girip aylarca temizleyen, emekleye emekleye girişinde yer altında havasız hâlde saatlerce kalan, Güneydoğunun kavurucu sıcağında gece gündüz uğraşıp otuz beş çeşmenin suyunu yıllar sonra tekrar akıtandır adamdır o.

Asgari ücretten maaş alan bir işçi emeklisi olduğu hâlde, Vali Duruer’in emeğini ödeme ısrarlarını “Hayır, her şey parayla olmaz; parayla olursa bu dünyada kalır. Bize öbür dünyada hayır lazımdır” sözleriyle kabul etmeyen, dostlarına ‘’Ömrüm yeterse yüz çeşme daha açmak istiyorum’’ diyen Şeyhmus Erginoğlu’ndan söz ediyorum.

Bir vakıf adam’la, bir gönül dostu’yla, bir Allah dostu’yla karşı karşıyayız; nesli tükenmeye yüz tutmuş medeniyet mücahidiyle.

Mardin gibi ağacın ancak parmakla gösterildiği, ortalama elli derece sıcaklıkla kavrulan bir coğrafyada, caddelere, yollara, parklara, tamamen kendi parasıyla ve emeğiyle on binin üzerinde ağaç diken; binlerce ağacı sulayacak sistemi de kendisi kuran, üstelik suyu yerin altındaki damlama kanallardan temin ederek şehir şebekesine de yük getirmeyen bir kahramandır Şeyhmus Amca’mız.

Ve bütün bunları hiç ama hiç kimseden teşekkür, takdir, ödül beklemeden yapan bir Beni Adem’dir o.

Yüzünde her daim eksik olmayan tebessümü, gözlerinden hiç eksik olmayan ışıltısı, gönlünden hiç eksik olmayan insan sevgisi ile o adeta - Cahit Zarifoğlu merhumun diliyle- Yürek Padişahı’mızdır bizim.

O iyiliği güzelliği faydalıyı birileri için değil Bir için yapan adamdır.

Bir için, Birine, Birinden.

Kadın erkek, ins cin, gece gündüz, hayvan nebat, dün yarın, zengin fakir ayırmadan yapan adamdır yaptıklarını.

Birden geldiğinin bilinciyle, Bire emanetini tertemiz teslim etme derdindedir sadece.

Güzelden geldiğinin bilinci içerisinde bilgisini, bilincini, enerjisini dünyayı güzelleştirmek için harcayan biridir Şeyhmus Amca.

İnsanın olduğu her yerde insanlığın ölmediğini, ölmeyeceğini, ölmeyebileceğini hatırlatan bir dünyalıdır o dünyamıza.

Paranın, menfaatin, çıkarın bir insanı değiştiremeyebileceğinin de canlı kanıtıdır.

Onu Mardin’de pek kimse bilmez görmez tanımaz; zaten derdi gayesi amacı tanınmamak bilinmemek görünmemektir.

Ama bilenler de olmuştur; o, dönemin valisi Hasan Duruer’in her hafta Şehidiye’deki cuma namazından sonra sofrasına davet ettiği, suyunu bizzat kendi elleriyle doldurup ikram ettiği gönül sultanıdır mesela.

Şeyhmus Amca Mardin’in güzelliğidir, güzelleştirenidir, güzellik nedenlerindendir.

Sadece Mardin’in mi…

Hayatımızın, dünyamızın güzelliğidir o!

O yaşayan iyilikler padişahımızdır bizim!

seyhmus-amca-mardin-2010.jpgftdfgdfg.jpg

Bu haber toplam 2348 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim