Şiir Şöleni Daimi Heyet Başkanı D.Mehmet Doğan da yaptığı uzunca konuşmasında geçen 21 yıl içerisinde Türk Dünyası Şiir şöleninin geldiği önemli noktaya işaret ederek, Dil, din ve gönül yakınlığı olan kardeşlerimizle geçen zaman içerinde önemli adımların atıldığını, ’önemli destanların yazıldığı Ata yurdundan çıkarak gittiğimiz yerlerde de destanlar yazmaya devam ettik. Bilindiği gibi bugün 29 mayıs yani Genç Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u feth ettiği gündür. Orta Asya bozkırlarından çıkanların torunları yeni çağın açılmasının önemli adımını atmışlardır.
Cengiz Aytmatov sadece Kırgızistan da bilinen bir yazar değildir. Yazıları, romanları Türk dünyasının her köşesinde okunmakta ve bilinmektedir. Onun için Şu anda yapmakta olduğumuz Şöleni onun aziz hatırasına ithaf ediyoruz, dedi.
Son konuşmayı Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi rektörü Prof.Dr.Sebahattin Balcı yaptılar.1995 yılında kurulan Manas üniversitesinde Türk akademisyenler ders verriken,Türkiye’den gelen öğrencilerde okumakta. Şu anda Bişkek’te bulunan üniversiteler de okuyan Türk öğrencilerinin sayısı 500’ün üzerinde.
Protokol konuşmalarının sonunda Türk dünyasından Şiirler yaptıkları konuşmalarda Büyük bir duygu seli içerisinde yıldır bir araya gelemeyen kardeşlerin buluşmasını hatırlatan konuşmalar yaparak solunu dolduranlara duygulu anlar yaşattılar. Hepsinin ortak kanaatini şöyle özetleyebiliriz. ‘ Bizler çeşitli sebeplerle bir araya gelemiyorduk. Şükürler olsun engeller aşıldı, duvarlar yıkıldı. Şimdi biz Türkiye yazarlar Birliğinin önderliğinde Şiir şölenlerinde bir araya gelerek hasret gideriyor, kucaklaşıyoruz. Onun için bugün bizler için bir şölen ve kutlamanın dışında aynı zamanda bir vuslat bir bayram günüdür. Bayramımız kutlu olsun.
Oturumun ikinci bölümünde Türkçemizin önemli temsilcilerinden Büyük <müellif Yusua Has Hacib adının verildiği Şiir faslında Şiirler hasret kokan duygu yüklü şiir okuyarak dinliyenlere oldukça duygulu dakikalar yaşattılar. Makedonya/ Üsküp’ten gelen Leyla Şerif Emin Hanımın okuduğu ‘Eyvallah’ şiiri oldukça duygu yüklü idi, şairler bu konudaki düşüncelerini de açıkça dile getirdiler.
İki sayfayı bulan şiirden bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum:
İçim gurbet uğultularıyla dolu gümrük odası
Sandık sandık dert taşıyorum
Mühürlendikçe bir bir hatıralar
Uzaklardan duyuluyor davul sesleri
Elvedalar yakışmadı sana
Sevinçler gözyaşlarına boğulmuş birer düğüm
Kapılarda askerler kimlik soruyor
Ben kimim ki, ben neyim
Nereden geldim, nereye gidiyorum
Sabahın ilk ışınlarıyla parlıyor bir vatan
Hem de ne vatan
İçinde dedem var yatan
Gemim var batan
Ardımda bıraktım koskoca bir Balkan
Eyvallah size de bitmemiş çığlıklarım
Varsın sana uzaktan bakayım
Eyvallah
Kimseler dokunmasın diye surların olayım
Ah çeksen ben kahrına yanayım
Yüz değil bin yıl geçse hasretine kanayım
Varsın be vatan diye taşlara sarılayım
Ben buna çoktan razıyım
Yeter ki sende değil
Ellerin toprağında yabancı kalayım
Ferhat Koç
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.