• İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

Fikri Türkel'den: Sınır Ötesi Operasyon ve Öneriler!

Fikri Türkel'den: Sınır Ötesi Operasyon ve Öneriler!
Türkiye’nin, en tehlikeli dönemlerde bile böylesine yüksek düzeyli özgüven, sabır, sebat, hoşgörü, diyalog, uzlaşı ve çözüm çerçevesinde hareket edebilme becerisini gösterilebilmesinin birinci derecede mimarı elbette ki Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dır.

Türkiye, bizzat müttefiklerinin gizli ve zaman zaman da açık aleyhteki kumpasları ya da kötü niyetli yönlendirmeleri nedeniyle, uzun yıllardan beri yaşamakta olduğu ‘kuşatılmışlık psikolojisi’ karşısında, akıllara durgunluk verecek derecede, başarılı bir şekilde ‘devlet sabrı ve aklı’ niteliğine uygun davranış sergileme becerisini göstermiştir. Bu politika neticesinde Türkiye, şaşırtıcı bir kıvraklıkla, gemisini karaya oturtmadan ya da azgın dalgalara kurban vermeden gerek PKK tarafını, gerek kamuoyunu ve gerekse “müttefik” ilişkisi içerisinde olduğu varsayılan NATO üyesi ülkeler ile İsrail’i çok asaletli bir şekilde görmezden gelme ya da “anlamlı hoş görme” başarısını göstermiştir. 

Türkiye’nin, en tehlikeli dönemlerde bile böylesine yüksek düzeyli özgüven, sabır, sebat, hoşgörü, diyalog, uzlaşı ve çözüm çerçevesinde hareket edebilme becerisini gösterilebilmesinin birinci derecede mimarı elbette ki Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dır. Sayın Erdoğan’ı sevseniz de, sevmeseniz de bu hakikat hiçbir şekilde inkâr edilemez. Dolayısıyla, mesela; Sözcü Gazetesi’nin, ‘oylar gidince barış süreci de bitti’ tarzında bir manşeti öne çıkarmış olması, Sayın Erdoğan’ın karizmatik liderliğinin ürünü olan bu başarılı politikasını hiçbir şekilde gölgede bırakamaz ve bırakmamalıdır da...

Pek tabii olarak tüm emperyalist ve neo-sömürgeci oyunlar karşısında böylesine yapıcı, yön verici ve menfaat paylaşımcı bir anlayışla yürütülmekte ısrar edilen ‘Türkiye’ye özgü’ söz konusu politikanın başarılı olup olmaması önemlidir. Ancak asıl başarı olarak değerlendirilmesi gereken husus; Sayın Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin, tüm kötü niyetli zorlamalara rağmen, kendisine özgü bir kucaklayıcılıkla iç barış ve dış ittifak ilişkilerini hiçbir aksaklığa maruz bırakmadan sürdürmüş olmasıdır. Bu konuda, Sayın Erdoğan’a muhalefet etmeyi marifet zannedenlerin ileri gelenlerinden bazılarıyla yapmakta olduğumuz birebir görüşmelerde söz konusu hakikatin altını çizmekten kaçınmamaları “Türkiye’nin ‘iç barış’ ortamını muhafaza ederek geleceğe yürüyebilmesi açısından” ümit vericidir.

Hülasa ‘Türkiye ve dolayısıyla Sayın Erdoğan’ın kendisinden emin bir biçimde’ sürdürmekte ısrar etmiş oldukları kucaklayıcı, yatıştırıcı, kaynaştırıcı, uyandırıcı ve özümseyici politikalarıyla ilgili her şey açık, seçik ve şeffaf bir biçimde ulusal ve hatta kürelsel düzeydeki kamuoyunun gözleri önünde cereyan ederken; süreci tersten okuyarak haddini aşma eğilimine girenleri samimi bir yaklaşımla uyarmak istiyorum. Zira kötü niyetli oldukları izlenimi veren birileri, maalesef devlet kadrolarımızın tüm iyi niyetlerini en abartılı bir biçimde istismar ederek, devletimizin göstermiş olduğu büyüklüğü zafiyet ve zayıflık olarak görme ya da gösterme gafleti içerisine girmektedirler. Bu tarz söz, tutum, tavır, davranış ve yaklaşımlardan umulan asıl sonucun Türkiye’yi Irak ve Suriye’nin durumuna düşürmek olduğu artık herkesin malumudur. 

O nedenle zaten, geriye dönüşü olmayacak bir noktaya varılmadan bu tarz hatalardan derhal geri dönülmesini tavsiye ediyorum. Aksi halde, ‘sabır taşı çatlayacak’ olursa, Türkiye, işte tam da o noktaya sürüklenince “kılıcını çekmekten ve hodri meydan demekten” hiçbir şekilde kaçınmayacaktır. Fakat bunun sonucunda, barış ve kardeşlik hukuku yönünden, karşılıklı olarak elde edilmiş olan tüm kazanımların kaybedilmesi riskiyle karşılaşmaktan kurtulanılamayacaktır.

O halde, HDP çevrelerinin artık işin rengini anlamalarının vakti geldi ve geçti bile... “Lütfen ateşle oynamayın!..” “Irak’ın devrik lideri olan Saddam Hüseyin’i İran’ın başına bela ederek sekiz dokuz yıl kardeş kanı akıttıranların, sonunda Saddam Hüseyin’i nasıl Kuveyt bataklığına sürükleyerek imha ettikleri ve hatta en sonunda onun ülkesini nasıl kan gölüne dönüştürdükleri gerçeği size ve tüm Müslüman topluluklara ders olmalıdır.” “Peşine düşmüş ya da düşürülmüş olduğunuz kavmiyet ve sosyalizm ideolojinizin altında daha fazla ezilmeden lütfen devletimizin şefkatli kollarının arasına kendinizi bırakıveriniz...”

Devamı için: http://www.gazetevahdet.com/sinir-otesi-operasyon-ve-oneriler-3000yy.htm

Bu haber toplam 422 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim