Kürtler iki partiye oy veriyor ağırlıklı olarak. AK Parti ve HDP.
Biraz hafıza tazeleyelim.
Türkiye’de etnik kimliklerle ilgili baskıların ve yasakların kalkmasından sonra 16 yıldır yaşanan demokratikleşmeyle birlikte iktidar muhalifi olarak konumlanan HDP, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 2015 yılında 80 milletvekili sokarak üçüncü parti konumuna geldi.
O sırada can çekişen Çözüm Süreci yine de sürdürülmeye çalışılıyordu.
PKK ise 7 Haziran seçim sonuçlarıyla vaktin geldiğine karar verdi ve üç polisimizi yataklarında uyurken katlederek Çözüm Süreci’ni bitirdiğini ilan etti.
Gözler büyük bir seçim başarısı kazanıp “PKK’dan bağımsızlığını ilan eder artık” diye bakılan HDP’ye çevrildi doğal olarak. Ama onlar da Kandil’in ve PKK’nın talimatları doğrultusunda, aynı anda harekete geçti. Partinin şu anda cezaevinde olan Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Erdoğan’a hitaben “Korkma, seni asmayacağız, adil yargılayacağız” diye tehditler savurdu ve çözüm sürecini resmen bitirdiklerini ilan etti.
Sonra öğrendik devletin FETÖ eliyle gösterdiği zaaf nedeniyle, PKK Çözüm Süreci boyunca şehirlerde hendek ve siper kazmış. HDP’li belediyeler de yolların, evlerin ve binaların altına yerleştirilen patlayıcılar, hendekler için tüm insan ve makine desteğini vermiş.
Hem AK Parti’ye hem de HDP’ye oy veren Kürtler PKK’yı bu konuda desteklemedi ve terör örgütünü kazdıkları hendeklerde devletle baş başa bıraktı. Bu doğru bir tutumdu. Kendine kalkan yapacak halk bulamayan PKK o hendeklere gömüldü. Hendeklerin olduğu şehirlerdeki belediyelere de kayyım atandı. Bu illerde yıkılan binlerce evin yerine 21 bin ev yapıldı.
Devamı: https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/609422.aspx
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.