İnsanoğlu en büyük medeniyetlerin de en vahşi katliamların da sahibidir. Öyle anlar vardır ki uluslararası hukukun ve örgütlerin buharlaştığını görürüz.
Güçlü olan hukuku hiçe saydığında uluslararası toplumun vicdanı kanar. Bosna'dan Ruanda'ya ve bugün Şucaiyye'ye kadar yaşanan katliamlara sessiz kalarak adalet duygumuzu yitirmekteyiz. Ancak katliamlar dünyanın önde gelen ülkelerince "savunma hakkı" diye savunulduğunda yaralanan, örselenen insanlığımızdır.
İsrail'in Gazze'de 433 Filistinliyi şehit etmesi, 4 bin kişiyi yaralaması ve en son Şucaiyye Katliamı ile bölgemiz bir kez daha, büyük güçlerin umarsızlığına tanık olmaktadır. Dünyada barış içinde birlikte yaşamanın zeminini ortadan kaldıran ve nefretin tohumlarını serpen işte bu umarsızlıktır.
Modern dönemde bunu en çok iki Dünya Savaşı sırasında toplu halde yaşadı insanlık. Bu itibarla medeniyet binasına çok sayıda tuğla koyan Batılı devletler aynı zamanda barbarlığın müzesinde de birçok anıtın yaratıcısıdır.
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/duran/2014/07/22/islam-dunyasi-gercekten-var-mi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.