Başbakan Davutoğlu, dün gazetecilere yaptığı açıklamada şehir ve medeniyet üzerine bir kitap yazdığını, tamamlamak üzere olduğunu belirtmiş ve meydan denince Venedik'tekini, İsfahan'dakini bilirim diyerek Taksim meydanının çirkinliğinden dem vurmuş: 'Taksim tesadüfen oluşmuş. Kışla yıkılmasaydı bir meydan görmeyecektik. Daha önce burada Ermeni mezarlığı vardı. Şimdi 1 Mayıs burada oldu diyerek bir tapınak haline getirmemek lazım. İmar dairesine 'Kesinlikle rant üzerinden bu şehrin dokusunun bozulmasına izin vermeyeceksiniz' dedim.'
Taksim meydanının asli algısının siyasi bir imgeye sıkıştırılmaktan ibaret olması elbet insanı hüzünlendiriyor. Birkaç kez yazılarımda Taksim'deki AKM binasının Cumhuriyet döneminin olgun mimari anlayışını yansıtmadığından, hatta zaten bu dönemin şehircilikte kendine has yerli / evrensel bir mimari zevki geliştiremediğinden söz açmıştım. Konjonktüre göre ya AKM'yi yıktırmayız diyen sanatçıların ya da sözgelimi AKP'nin bizzat varlığına isyan eden grupların vasat isyankar algısına muhatap olmuştum.
Yazının devamı için: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/leylaipekci/sehrin-kalbine-yolculuk/56518
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.