Hac için yola çıkanlar önce Eyüp'e uğrarlardı

Eyüp Belediyesi geçtiğimiz günlerde Eyüp Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezinde “Hac ve Eyüp” başlıklı önemli bir etkinliğe evsahipliği yaptı. Programın moderatörlüğünü yapan Prof. Dr. Ali Arslan, açılış konuşmasında Eyüp beldesinin tarihî kimliğinden kısaca bahsetti. Konuşmacı hakkında da kısa malumatlar verdikten sonra sözü Doç. Dr. Muharrem Varol hocamıza bıraktı.

Mekke, Medine, Kudüs, Eyüp

Eyüp’ün tarihî bir kimliğe sahip olduğunu ve bu kimliğin de kadim bir kimlik olduğunu dile getiren Varol, İstanbul’u gezmek isteyenlerin Eyüp’ün İstanbul içindeki kıymetinden hareketle gezilerine Eyüp’te başlayabileceğini ifade etti. Aynı zamanda önemli devlet adamları ve ulemanın kabirlerini içinde barındıran Eyüp, bu kimliğiyle de ön plana çıkıyor.

Varol daha sonra İslam âleminde üç mukaddes beldenin ve üç mukaddes mescidin varlığından söz ederek Eyüp beldesini “dördüncü mukaddes belde” olarak nitelendirdi. Eyüp beldesinin “dördüncü mukaddes belde” olmasının sebebini Eba Eyyub El-Ensari hazretlerinin burada medfun olmasına bağlayan Varol, Hac mevsiminde Eyüp beldesinin bir “misafirhane” görevi görmesini Peygamber efendimizi evinde misafir eden Eyyub El-Ensari hazretlerinin mübarek eylemine bağladı. Türk-İslam şehirlerinin alamet-i farikasının her Türk-İslam şehrinin bir “veli” insanı toprağında muhafaza etmesi olduğunu söyleyen konuşmacı, “İstanbul’un velisi de Eyyub El-Ensari’dir” dedi. İstanbul’un ilk kapısının Eyüp Sultan olduğunu ifade eden Varol, Anadolu dışından İstanbul’a gelenlerin ilk önce bu kapıdan geçtiğini dile getirdi. Eyüp beldesi ve Hac farizası arasındaki kuvvetli bağa değinen Varol, sözlerine “Eyüp beldesinin tekkeleriyle, yapılarıyla, dergâhlarıyla gelişmesi, hiç şüphesiz bir merkez ve bir odak noktası konumunda olan Eyyub El-Ensari türbesinin sayesindedir” diye devam etti.

Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/18328/hac-icin-yola-cikanlar-once-eyupe-ugrarlardi.html