• İstanbul 20 °C
  • Ankara 22 °C

Üstadların fikirleri halka ne kadar yakın?

Üstadların fikirleri halka ne kadar yakın?
Fayrap'ın Nurettin Topçu dosyasıyla çıkan sayısında belki de en dikkate değer yazı Ali Akyurt'un yazısı... Ömer Faruk Yasin yazdı..   Popülist edebiyat dergisi Fayrap'ın Nurettin Topçu'nun doğduğu Eylül ayına tekabül eden 64.
topu
Fayrap'ın Nurettin Topçu dosyasıyla çıkan sayısında belki de en dikkate değer yazı Ali Akyurt'un yazısı... Ömer Faruk Yasin yazdı..

 

Popülist edebiyat dergisi Fayrap'ın Nurettin Topçu'nun doğduğu Eylül ayına tekabül eden 64. sayısı, Nurettin Topçu dosyasıyla okurlara ulaştı. Siz bu konuda ne hissettiniz bilmiyorum fakat derginin eski sayılarına nispetle yeniden kalın kapakla basılması hoşumuza gitti. Fayrap'ın kapak tasarımlarından bahis açmamıza zaten gerek yok.

Fayrap, aynı zamanda derginin sahibi ve sorumlusu da olan Hakan Arslanbenzer'in "Sanatın özerkliği üzerine" kaleme aldığı başyazı ile açılıyor. Temel anlamda sanatçı, yaratıcı kavramları, İslam düşüncesinde sanatın sentetikliği, sanatın ne yahut kim için olduğu klişesini tartışıyor.

 

Dört şiir var dergide. Bunlardan öne çıkanı Arslanbenzer'in dokuz dokuzluktan oluşan "Gezi'den Soma'ya" kadar Türkiye'nin yaşadığı sürecin bir izdüşümünü ortaya koyan şiir. Türkiye'de güdülen davaların çatışmasını ortaya koyan şiirde Arslanbenzer'in davası hakkında da bilgiye sahip oluyoruz. Örneğin Alevi, kemalist yahut ulusalcı insanlarla, Ali İsmail Korkmaz'la asla anlaşamayacağını ve Ethem Sarısülük'e asla siper olmayacağını öğrenmemiz hiç de güç değil Arslanbenzer'in. Çünkü bir önceki cümlemizin başında dile getirdiğimiz güdülen davalar Hakan Arslanbenzer'in davaları değildir. Onun davası ancak Soma'da can veren halkın ekmek kavgasıyla ilişkilendirilebilir. Fakat bu herkesin herkesten habersiz yaşattığı ve uğrunda savaştığı ortak davadır zaten. Ama bulunduğu yerin güvenliliği ve bütün bu ölümleri dile getirmesindeki cesareti ve suçlular için mutlak adaletin sahibine yaptığı hitap Arslanbenzer'in bütün davaların üstünden konuştuğunu gözler önüne seriyor.

 

Cesaret ve güvenliliği konusunda söylenecebilecek bir husus varsa bu da Arslanbenzer'in, şiirinde isimlerini zikrettiği insanlara karşı durumu eşitleyecek isimleri asla zikretmemesidir. Zikretse bile bunun asla durumu eşitlemek için değil, en azından halk olarak onlarla aynı yerde olduğunu anlarız. Metin Yüksel örneği bunun bariz örneğidir.

 

 

Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/18423/ustadlarin-fikirleri-halka-ne-kadar-yakin.html

Bu haber toplam 979 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim