• İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C

Hamdolsun evimiz Peygamberimizin evine benzedi

Hamdolsun evimiz Peygamberimizin evine benzedi
Bütün insanlığı neye davet ettiğine bakılmaksızın, 'gel' çağrısının hoşgörüye hamledilmesi, Hz. Mevlânâ hakkında en çok yapılan büyük hatalardan biri. Ahmed Öztürk yazdı.

Hz. Mevlânâ'nın eserleri ve yolu hakkında bir çok çalışma yayınlanmasına rağmen, kişiliği ve mizacı hakkındaki yorumlar “hoşgörü” kelimesinin çevresinde dönüyor. Hazretin faziletleri hakkındaki malumatın arttırılması ihtiyaç. Bu yüzden hazretin, mizacı ve meşrebinin daha çok öne çıkarılması gerekiyor. Bütün insanlığı neye davet ettiğine bakılmaksızın, 'gel' çağrısının hoşgörüye hamledilmesi, Hz. Mevlânâ hakkında en çok yapılan büyük hatalardan biri. Hz. Pir'in insanlığı davet ettiği yer İslam dairesidir ve buradan sonra da mücahede yoludur; sürekli nefse muhalefet ederek, ahlak-ı hamidiyyeye sahibi olmak için gayret etmeye davet eder Hz. Pir.

Hz. Mevlânâ tam bir Muhammedî'dir. Muhammedî ahlâkla ahlaklandığı için gururdan ve kibirden kaçınmış bir insan-ı kamildir. Onun en mümeyyiz vasıflarından biridir alçak gönüllülük. Hazret, büyük, küçük, mevki sahibi yahut avamdan biri olsun, herkese tevazu ile muamele edermiş. Konstantiniyyeli bir rahibin gösterdiği tevazua misliyle karşılık vermesi neticesinde, rahibin mahiyetindekilerle birlikte iman ettiği menakıb kitaplarında zikredilir. Böyle derin etkiler bırakacak bir tevazua sahiptir Hz. Mevlânâ.

Yaşadığı dönemin devlet ricalinden Vezir Pervâne, Hz. Mevlânâ için sarayında bir semâ meclisi tertip ettiğinde Hz. Pir, sarayın kapısına gelir; bütün dostları, dervişleri içeri girdikten sonra kendisi girer. Zat-ı şeriflerine bu hareketinin sebebi sorulduğunda "Eğer biz, herkesten önce saraya girmiş olsaydık, bizden sonra gelen dervişlerin, dostların bazılarının içeri girmelerine kapıcılar engel olabilirlerdi. Böylece onlar da, bizim sohbetimizden mahrum kalırlardı. Eğer biz, bu dünyada dostlarımızı, bir vezirin sarayına sokamazsak, yarın kıyamette onları ukbâ sarayına, cennet-i âlâya nasıl sokabiliriz?" şeklinde cevap verir.

Fakirler ve gariplerle otururdu

Hz. Mevlânâ'nın peder-i âlisi Sultânu'l-Ulemâ Bahaeddin Veled'e de hazretin kendisine de devlet ricali çokca iltifat eder, sohbetlerinde bulunmak ister, saraylarına davet ederlermiş. Fakat Hz. Mevlânâ, mürşidi ve pederinden gördüğü ve Rasulullah Efendimiz'den aldığı ahlakı hasebiyle, devlet ricalini nadir kabul eder, ziyadesiyle fakirler ve gariplerle otururmuş.

Devamı: http://www.dunyabizim.com/Manset/22294/hamdolsun-evimiz-peygamberimizin-evine-benzedi.html

Bu haber toplam 816 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim