• İstanbul 18 °C
  • Ankara 20 °C

Hareketle düşünen bir sanat ve felsefe

Hareketle düşünen bir sanat ve felsefe
Sinemanın ortaya çıkışı, kendisinden önceki sanatların ve teknolojilerin araştırdığı ve yakalamaya çalıştığı gibi hareketi dolaysız olarak saptayan bir yapının bulunmasıyla ilgilidir.
Bilinen dünya tarihi düşünüldüğünde mağara resimlerinden, arkeolojik kazılarda bulunan nesnelere kadar çoğu verinin hareketi yakalama ve tekrar üretme istencinin bir tezahürü olduğu görünecektir.
 
Fakat insanlık bu buluşu 19. yüzyılın sonlarında bulabilecekti. Yani sinema bir anlamda insanoğlunun hareketi kaydetme ve yeniden üretme isteğinin bir sonucu olarak ortaya çıkmış, önce teknik, teknolojik bir icat olarak yaklaşılmış sonra ise kendi özgün anlatımı ve terimleri sayesinde sanatsal bir tarza bürünmüştür.
 
BİR DÜŞÜNME FAALİYETİ OLARAK SİNEMA SANATI
 
Deleuze'e göre sinema diğer sanatlarda olduğu gibi düşüncenin örneğini sunan bir sanat olmaktan ziyade bizzat kendi terimleri ve anlatısıyla yeni düşünceler ve devinimler üreten bir sanattır ve gücü bu devinimleri somut biçimde sergileyebilmesinde yatar.
Bu haber toplam 733 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim