• İstanbul 25 °C
  • Ankara 26 °C

Hasan Bozdaş’ın Adil Bir Akşam Adlı Şiir Kitabı Çıktı

Hasan Bozdaş’ın Adil Bir Akşam Adlı Şiir Kitabı Çıktı
Hasan Bozdaş, davasını dile getirirken, sesini yükseltmiyor, bağırıp çağırmıyor; sakin, güvenli bir sesle konuşuyor, zaman zaman fısıldıyor sanki ve sık sık birtakım şeyleri muhatabının bilgisine, kültürüne, sezgisine bırakarak ima ile geçiyor.
Kitaba adını veren üç kelime “Adil bir akşam” ne bir şiirin adı ne de herhangi bir dizede geçiyor. Demek ki bu ad, şiirlerin bütününden tüten bir havayı, belki bir “dava”yı yansıtıyor. Nitekim şiirleri okurken şairin hukukçu kimliğini yansıtan pek çok unsurla karşılaşıyoruz. Şair, davasını dile getirirken, sesini yükseltmiyor, bağırıp çağırmıyor; sakin, güvenli bir sesle konuşuyor, zaman zaman fısıldıyor sanki ve sık sık birtakım şeyleri muhatabının bilgisine, kültürüne, sezgisine bırakarak ima ile geçiyor.
 
BEKLERKEN İZAFİYET DERSLERİ
 
Dava der demez hemen akla gelen suçlama-savunma-karar-infaz süreci/süreçleri yahut kişisel amaçlar veya toplumsal/ulusal/evrensel ülküler, nerdeyse hiçbir insanın uzak kalmadığı, kalamayacağı olgulardır. Hemen her insan ister istemez bu olguların bir tarafında yer alır, bilinçli yahut bilinçsiz olarak hem kendisini konumlandırmış olur hem de başkalarını bir yerlere bir şekilde konumlandırmaya çalışır. Zaman zaman konumlandırma yahut adlandırma sıkıntıları ve değişiklikleri de yaşanır elbette. İnsanın ve önünde sonunda insanlık sınırları içinde devinen sanatçının/şairin, bu macerasını yansıtan ürünlere bakarken, onları algılamaya ve değerlendirmeye çalışırken elbette ve zorunlu olarak kendi birikimimiz, düş ve çağrışım gücümüz, kişisel ve sanatsal ölçütlerimiz; duygu, duyarlık ve niyetlerimiz de devrededir. Bunların hangisini ne kadar kullandığımız, kullanacağımız, yaptığımız işin niteliğini de belirleyecektir.Adil Bir Akşam’ın ilk şiiri: “Beklerken İzafiyet Dersleri”.
 
“Neyi beklerken?” diye sorabilirsiniz. Ben derim ki: “Ölümü beklerken elbette. Siz onu beklediğinizi unutsanız bile o sizi beklemekten vazgeçmez.”
 
Siz: “Akşamı beklerken” diyebilirsiniz, “hem kitabın adına uygun olur hem atalarımızın sözüne: Gün akşamlıdır.”
 
Başka biri bizim dediklerimize dudak büküp caka satabilir: “Godot’yu beklerken elbette!”
 
Adını andığım şiirin üç dönemeci var: “birinci dönemeç: doğum”, şöyle başlıyor:
 
uyuttum seni dünya
 
kıyamet geçti yanından, görmedin
 
doğum sancısını bir taşın, ağladıkça insana
 
nasıl döndüğünü -izafiyet içimizde- (s. 7).
Bu haber toplam 1181 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim